Cuma, Nisan 19, 2024

Platzhalter roof5

 

Arama

Archiv

Demirtaş: Katliama, kayyuma, dokunulmazlıklara boyun eğmeyeceğiz!

Demirtaş: Katliama, kayyuma, dokunulmazlıklara boyun eğmeyeceğiz!

 

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Erdoğan'ın kendi iktidarı için kan döktüğünü belirtti. Demirtaş, katliam, kayyum, dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı boyun eğmeyecekleri mesajını verdi.

 

12 Temmuz 2016 Salı 13:58

ANKARA - ANF

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin haftalık olağan grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

SREBRENİTSA SOYKIRIMI

Demirtaş, Bosna'da 21 yıl önce gerçekleşen Srebrenitsa soykırımın yıl dönümü vesilesiyle, soykırımda yaşamını yitirenleri anarak, şunları söyledi: "Dünyanın bütün gözleri önünde BM ve NATO'nun belki de yardımı ve desteğiyle yaşanan bir soykırımdan bahsediyoruz. 21 yıl önce insan hakları ve demokrasinin en ileri olduğu iddia edilen Avrupa'nın göbeğinde Sırp liderler tarafından kadın çocuk demeden katlederek, bir soykırım gerçekleştirdiler. Dünya savaşlarından ders çıkarmak adına kurulan BM'nin gözetiminde bu soykırım gerçekleştirildi. İsmi Birleşmiş Devletler olması gereken örgütün gözetiminde gerçekleşti. Sorumluları kısmen yargılandı, yargılanıyor ama oradan ders çıkarılmadı."

ŞIRNAK VE GUERNİKA'NIN FOTOĞRAFLARINI GÖSTERDİ

Demirtaş, benzer uygulamaların halen birçok yerde devam ettiğini belirtip, Şırnak'ı işaret etti ve kente dönük süren kuşatma ve saldırıları 2. Dünya Savaşı'nda yaşanılanlara benzetti. "21 gün önce Cizre ve Şırnak'ta yapıldı. Avrupa yine sessizdi. Bütün bunlar yapılırken, Bosna'daki sessizliğe güvenip, bunları yaptılar. Dünyanın sessiz kalmasından güç aldılar. Kendi ülkemizin 81 vilayetinden biri Şırnak yok edilmiş durumda" diyen Demirtaş, 1937'de İspanya'nın Guernika kentinde çekilen bir fotoğraf ile birkaç gün önce Şırnak'ta çekilen bir fotoğrafı kürsüden gösterdi.

Demirtaş, şunları söyledi: "İspanya'daki diktatör, 'direnişçiler yakıp, yıktı' dedi. Bizimkilere sorsanız aynı şeyi söylerler. Saray'daki zatın, 'şehri dışarıdan bombalayın' talimatını canlı yayınlardan dinledik. 90 bin kişilik nüfus aylardır kentin dışında çadırlarda yaşıyorlar. Buna 'terörle mücadele' diyorlar. Şırnaklılar bunu kimin yaptığını iyi biliyor. Kayseriler, Samsunlular da bilmelidirler. Bunlar hükümetin emriyle tank top atışlarıyla yaptılar. 'Terörle mücadele' adı altında sivil bir yerleşim yerini askeri güçlerle yakıp, yıkmak insanlık suçudur. 

Bin 200'e yakın sivil katledildi. Şırnak'ta operasyonların ardından sağlam kalan binaları da yakıyorlar. Bunların bir tek suçu var; Kürt halkı yaşıyor, AKP'ye boyun eğmeyen Kürtler yaşıyor orada. Tek suçları budur. Cumhuriyet tarihi boyunca Dersim'de, Ağrı'da, Sivas'ta aynı şeyleri yaptılar. Jandarma Genel Komutanı açıklama yaptı. 'Biz Özel Harekete Şırnak kent merkezinde meskun mahal eğitimi veriyoruz.' dedi. Şırnaklıların evleri, işyerleri eğitim amaçlı yıkılıyor. Şırnaklıların yaşam alanı eğitim alanı olmuş. Zannetmeyin bu insanlar size boyun eğecek. Sizin çocuklarınız kumarhaneden çıkmayabilir. Sizin halktan haberiniz olmayabilir ama evini yıktınız millet günü gelir sarayı başınıza yıkar neye uğradığınızı şaşırırsınız. Saray'daki zat çıksın inkar etsin, oradaki camiler tank ve top atışlarıyla yerle bir edildi. İnkar ediyorsa görüntüleri var."

LİCE

Bu sözlerinin devamında Lice'deki operasyona da değinen Demirtaş, bölgede avukatlık yaptığını belirterek askerle ortaklık yapmayan hiç kimsenin kenevir ekemeyeceğini söyledi.
Demirtaş, "Birçok dosyada vardı beraber yargılanıyorlardı. Yeri geldiğinde de bütün ilçeyi suçlu ilan edip, yakıp yıkıyorlar. Orada karakolun bilgisi dışında esrar nasıl ekilir... Senin komutanın payını almadan nasıl izin verir... Sivil insanları işkenceden geçirmenin kenevirle mücadele etmekle nasıl karşılığı olabilir?" diye konuştu.

'HALKTAN ÖZÜR DİLE'

"Çözüm müzakeredir, masadır" diyen Demirtaş, "Sen dünyanın kavga ettiğin bütün ülkelerle ilkesizlik adına barışacaksın, kendi yurttaşınla barışmayacaksın. Putin'den dilediğin özrü, yazdığın ağlamaklı mektubu kendi yurttaşına yazamayacak mısın? Senin yurttaşlarının kıymeti yok mu? İsrail ile Rusya ile hatta Suriye ile ya da dünyanın başka bir ülke ile ilişki geliştirilebiliniz. Ama ilkeli olmak zorunda. Bu yapılmadığı zaman ülkenin itibarı diye bir şey kalmaz. Davos'ta artistlik yapacaksın ama sonra İsrail'le ticareti artıracaksın. Çünkü görüntüde bir düşmanlık, bunun üzerinden oy devşirme bunun altında da her türlü ilişkiyi geliştirmek var" ifadelerini kullandı.
Demirtaş, dün İsrail'e küfür atılırken alkışlayan AKP şakşakçılarının bugün İsrail övülürken yine alkışlamasını da eleştirdi. Demirtaş, "Özür diledi, açıkça Putin'den özür diledi. Peki, neden bu kadar ağalık yaptınız. Suriye'nin içini karıştıracak işler yapacaksınız, şimdi sorunumuz yok diyeceksiniz. Bunlarla ilgili özür dileyecek misiniz? Meydanlarda Esad'tan hesap soracağız diye oy toplayanlar kimlerdi?" diye sordu.

'BOYUN EĞMEYECEĞİZ!'

Demirtaş, şöyle devam etti: "Türkler ve diğer kesimler hiç güvenmesin. Ayağı kaysın Denizli'yi, Şırnak'a çevirir. İktidarını kaybetmeyi anladığı anda bütün ülkeyi ateşe verir. Bu zulmü görenler buna karşı direnecekler. Dokunulmazlıkları mı kaldıracaklar, boyun eğmeyeceğiz. Belediyelere kayyum mu atayacaklar, boyun eğmeyeceğiz. Katilin katil, hırsızın hırsız olduğunu her yerde söyleyeceğiz. 'Vatan şehit kanıyla sulanırsa vatandır' diyor. Dünyanın en kanlı topraklarında yaşıyoruz. Bu nasıl rezil bir anlayıştır. Sen kendi iktidarın için kan döküyorsun. Kendi evlatları kumar masasında yoksulun evladı Gabar'da, Cudi'de operasyonda olacak. Bir gün boğazdaki villalara bayrak asılsın da görelim. Fakir fukara ölecek, bunlar da üstüne saray yapacak."

Demirtaş, 2,5 yıl boyunca müzakereler sürerken, AKP yalakacılarının neredeyse kendilerinden daha barışçıl hale gelip, Apocu'ya dönüştüğünü söyledi ve önemli olanın bugünlerde barışı istemek olduğunu dile getirerek "Biz olmasak iki günde Türkiye, Suriye'ye dönüşür" diye ekledi.

SURİYELİLERE VATANDAŞLIK

Demirtaş, Suriyeli mültecilere vatandaşlık verilmesi tartışmalarına da şöyle değindi: "En çok Suriyeliyi biz alırsak Suriye'ye müdahale etme hakkımız olur. Bu yüzden de kapıları açtılar. Savaş mağduru olanlara kapılar kapatmak ahlaksızlıktır. İkincisi bu mültecileri ucuz iş gücü olarak kullandılar. Üçüncüsü Türkiye'nin demografik yapısını değiştirmek istediler. Yine Avrupa kendi önlerinde diz çöksün diye şantaj malzemesi olarak kullanıyorlar. Cumhurbaşkanını yetkileri arasında birini vatandaş yapma hakkı yok. Çok güveniyorsan referanduma götür. Mültecilerin yararlandığı uluslar arası hukuk var ama Türkiye'deki Suriyeliler bundan yararlanamıyor. Avrupa'dan gelenler mülteci sayılır ama doğudan gelenler mülteci sayılmıyor. Şu anda bu insanların hakları yok. Bu statünün tanınması, Türkiye'nin bu çekinceyi kaldırması lazım. Başvurmak isteyenler mülteci olarak kabul edilecek. Bunların insani koşullarda AFAD'a bağlı kamplarda değil, yerleşim alanlarında yaşaması lazım. 
Haşa karpuz seçer gibi Suriyeli seçecek. 'Aralarında doktor, avukat var.' diyor sen onların diplomaları ile uğraşacağına önce kendi diplomanla uğraş." 

Demirtaş, çözümün vatandaşlık vermekte değil, Suriye'de çözümün geliştirilmesinde olduğunu söyledi.

Demirtaş, konuşmasının sonunda atık kağıt işçilerinin mücadelesini selamladı ve çalışma şartlarının düzeltilmesini de istedi.