Cuma, Nisan 19, 2024

Platzhalter roof5

 

Arama

Archiv

Güç Birliği: Ya hep beraber ya hiçbirimiz

 

Güç Birliği: Ya hep beraber ya hiçbirimiz

 

İSTANBUL / DİHA / 4 Eylül 2016  - Emek ve Demokrasi için Güç Birliği'nin hazırladığı ortak metni okuyan KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Fadime Kavak, bu savaşın halkların ve emekçilerin savaşı olmadığını belirterek, "Demokrasiyi, laikliği, bağımsızlığı, barışı, eşitliği, özgürlüğü, adaleti savunmak ve gerçeği kılmak için omuz omuza olmaya devam edeceğiz. Eşit, özgür, demokratik bir ortak gelecek için umutluyuz, bir aradayız, kararlıyız. 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde bir araya gelen bizler bir kere daha haykırıyoruz: Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" dedi.

Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği'nin organizasyonu ile 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla düzenlenen miting, barış ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşunun ardından konuşmalara geçildi. Mitingde ilk olarak Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevden uzaklaştırılan Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nden Doç. Dr. Hakan Koçak konuştu. 18 arkadaşı ile Barış Günü'nde kamu görevinden ihraç edildiklerini belirten Koçak, "Biz halk için bilim üreten akademisyenleriz. Ölü bebek bedenlerinin buzdolaplarında tutulduğu günler yaşadık. Ve biz buna tahammül edemezdik. Bunun bir insanlık suçu olduğunu düşündük. Barışın yanında olduğumuzu söyledik. O tarihten bu yana da soruşturmalardan geçtik. 1 Eylül'de de bizi cemaatçilerle aynı çuvala sokmaya çalıştılar. Ama biz o çuvala sığmayız. Amaç bizi barış sözümüzden geri döndürmekse bu sözümüzden kesinlikle geri dönmeyeceğiz. Bize pişman mısınız diye sordular?. Çocuklar ölmesin demekten mi pişman olacağız" dedi.

Güç Birliği bileşenleri halkı selamladı

Koçak'ın ardından 10 Ekim Ankara katliamında yaşamını yitiren Meryem Bulut'un oğlu Adnan Bulut konuştu. Evlatlarını kaybeden analar, babalar, kardeşler için mücadele ettiklerini ifade eden Bulut, barışı haykırmaya devam edeceklerini söyledi.

Ardından aralarında DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK eşbaşkanları Şaziye Köse ve Lami Özgen, TTB İkinci Başkanı Raşit Tükel, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da bulunduğu güç birliği bileşenleri, sahneye davet edilerek halkları selamladı.

‘Suriye'nin geleceğine, kazanımlarına müdahale ediliyor’

Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği’nin ortak açıklaması ise Kürtçe ve Türkçe olarak okundu. Güç Birliği adına açıklamanın Türkçesini okuyan KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Fadime Kavak, Dünya Barış Günü'nün tarihçesine değinerek konuşmasına başladı. Küresel emperyalist güçlerin isteği ve yönlendirmesiyle, uzun süredir Suriye ve Irak'ta sürdürülen savaşa değinen
Kavak, AKP iktidarının yanlış olan Suriye politikasında ısrar ederek Cerablus'a yönelik saldırgan girişimini derinleştirerek sürdürdüğünü söyledi. Kavak, "IŞİD ile mücadele adı altında, Suriye'nin geleceğine, bölge halklarının demokratik kazanımlarına müdahale edildiği ortadadır. Ülkeyi yönetenlerin Suriye politikasında yanlışta ısrar etmesi hem Suriye hem de Türkiye halklarına büyük zararlar vermeye devam etmektedir. Hala kadınlar, çocuklar, gençler ölüyor, sakat kalıyor, salgın hastalıklar, evsizler, sığınmacılar çoğalıyor. Çağdışı cihatçı IŞİD vb. örgütler en çok kadınların hayatını cehenneme çeviriyor. Ortadoğu halklarına dünyayı dar ediyor. Milyonlarca savaş mağduru insanlık dışı koşullarda hayatlarını sürdürmeye çalışıyor, binlercesi, göç yollarında can veriyor. AKP Hükümeti ve Avrupa devletleri mültecilik üzerinden insanlık değerlerini pazarlıyor, ayaklar altına alıyorlar" şeklinde konuştu.

‘Milli mutabakat ile OHAL maskelenmeye çalışılıyor’

"Ülkemizde de 1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun diyemiyoruz" diyen Kavak, ülkenin yangın yerine dönüştürüldüğünü kaydetti. Ülkenin bir dört yanının çatışma, gözyaşı ve acıların sardığını dile getiren Kavak,
AKP'nin yıllarca iktidar ortağı olan cemaatin 15 Temmuz'da kanlı darbe girişimi ile ülkenin geleceğine el koymak istediğini ancak darbe girişiminin bastırılmasına rağmen Türkiye'nin içine sürüklendiği karanlığı ortadan kaldırmadığını belirtti. AKP'nin darbe girişiminin oluşturduğu atmosferi, faşizan, sömürücü ve savaş yanlısı dikta rejimini derinleştirmek için fırsata dönüştürdüğünü söyleyen Kavak, AKP'nin antidemokratik OHAL uygulamalarını da "milli mutabakat” ile maskelemeye çalıştığını vurguladı.

‘Bu savaş bizim savaşımız değil’

Kavak, şöyle devam etti: "'Ya biz ya kaos' denilerek Haziran 2015'ten beri ülkemizin içine sokulduğu bu tabloda, bitmek bilmeyen çatışmalar, ölümler, bombalı katliamlar, sivillerin yakıldığı bodrumlar, Sur ve Cizre başta olmak üzere yakılan, yıkılan, yok edilen kentler eksik olmuyor. Hemen her gün ülkenin dört bir yanında patlayan bombalarla onlarca insanımız hayatını kaybediyor, yüzlerce insanımız yaralanıyor. Her yer yanıyor, yüreklerimiz de. Çatışmalar artarak devam ediyor, gençlerimiz, çocuklarımız birer birer toprağa düşüyor. Böylesi bir ortamda Dünya Barış Günü'nde bir aradayız ve burada bir kez daha haykırıyoruz; 'bu savaş bizim savaşımız değil' Savaşa mecbur olan halklarımız ve emekçiler değildir. Savaşa mecbur olan iktidarını savaşa, gerilime ve kaosa bağlayan AKP'dir. Savaşa mecbur olan, emek düşmanı, doğa düşmanı, sermaye yanlısı politikalara karşı tepkileri savaş ortamında bastırmak isteyen güçlerdir. AKP hükümetinin hem içerde hem dışarıda emekçileri ve halkları kutuplaştırmak üzerine kurulu bir siyaset izlemesi savaş ve şiddet ortamını sürekli canlı tutmaktadır. Bu çılgınlıkta ısrar etmek ülkemizi çıkmaz bir felakete sürükleyecektir."

‘Ya hep beraber ya hiçbirimiz’

Kavak, Kürt sorununda ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş odaklı politikaların derhal terk edilmesini, barışçıl ve demokratik yollarla çözüm için gerekli adımların acilen atılmasını, çatışmanın bitmesini ve diyalogun başlatılmasını istediklerini belirtti. 1 Eylül'de darbeleri ve savaşı durdurmak ile OHAL'i kaldırmak için seslerini daha çok yükselttiklerinin altını çizen Kavak, "Yarın ülkemizin geleceğine sahip çıkmak, demokrasiyi, laikliği, bağımsızlığı, barışı, eşitliği, özgürlüğü, adaleti savunmak ve gerçeği kılmak için omuz omuza olmaya devam edeceğiz. Emek ve Demokrasi için Güç Birliği olarak eşit, özgür, demokratik bir ortak gelecek için umutluyuz, bir aradayız, kararlıyız! 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde bir araya gelen bizler bir kere daha haykırıyoruz: Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz" şeklinde konuştu.

Miting, Bajar'ın konseri ile devam ediyor.

(ekip/za/pu)