ANKARA - Ankara’da görgü tanıklarının anlatımlarına göre, polislerce gözaltına alınan Müjgan Ekin'in izine rastlanılamamasının üzerinden 44 gün geçti. Yetkililerin kızının bulunması için kıllarını bile kıpırdatmamasına isyan eden baba Esat Ekin, seslerini duyurmak için ailesiyle birlikte Meclis’in önünde oturma eylemi yapacaklarını söyledi.
Diyarbakır’dan gittiği Ankara'da, geçtiğimiz 24 Ekim günü bindiği taksi ile Batıkent semtine giderken yolda polislerce durdurulup, gözaltına alındığı belirtilen 29 yaşındaki Müjgan Ekin'den 44 gündür haber iz yok. Kapatılan Özgür Gün Tv’de yayınlanan “Bajar û Bazar” programının sunucusu olan Ekin’den haber alamaması üzerine iki gün sonra Ankara’ya gelen baba Esat Ekin, tek başına kızına dair bir iz bulmaya çalıştı.
Çevrede yaptığı araştırmaları sonucunda baba Ekin, yapılan tarif doğrultusunda büyük ölçüde kızı olabileceğini düşündüşüğü kişinin bindiği taksinin şoförü Sedat Çiftçi’ye ulaşmayı başardı.
Müjgan Ekin olabileceğini söylediği müşterisi ile birlikte yolculuk yaptıkları esnada, 'Ford Focus' marka bir aracın kendilerini takip ettiğini söyleyen taksi şoförü, sonrasında ise önlerini kesen 'Fiat Doblo' marka bir araçtan inen ve polis kartını gösteren sivil kişilerin, araçtaki yolcuğu “canlı bomba” diye gözaltına aldığını anlattı.
Baba Esat Ekin’in kızına dair elde ettiği bu bilgi ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı başvuru sonucunda 17 Kasım günü taksi şoförünün ifadesine başvurulup, açılan dosya Ankara Emniyet Müdürlüğü Kayıp Şahıslar Büro Amirliği'nden Terörle Mücadele Müdürlüğü'ne devredilse de aradan geçen zaman rağmen Müjgan’ın izine ulaşılamadı.
İLGİSİZLİĞE İSYAN ETTİ
O günden bu yana haber alamadıkları kızının bulunması için tüm resmi makamlara başvuru yapan baba, ancak yetkililerin kıllarını dahi kımıldatmadığını paylaşarak, bu ilgisizliğe isyan etti.
“Kızımızın devletin elinde olduğunu biliyoruz" diyen baba Ekin, çocuğunu aradığı için adeta “Niye arıyorsun?” yaklaşımına maruz kaldığını ifade etti.
'BİRİNCİ DERECEDE SORUMLU DEVLETTİR’
Ekin, “O kadar acizler ki aramamızı bile istemiyor. Araştırmalarımız sonucu kızımın devletin elinde olduğunu düşünüyoruz. Eğer değilse de, devlet benim çocuğumu bulmak zorunda. Devlet diyorsa, ben bu ülkeyi yönetiyorum, o zaman bu çocuğu bulacak. Bulunmuyorsa, birinci derecede sorumlu devlettir” diye konuştu.
'MECLİS'İN ÖNÜNDE BEKLEYECEĞİZ'
Müjgan ile birlikte 12 çocuğu olduğunu ve hepsini bin bir zorlukla büyüttüğünü dile getiren baba Ekin, kızının bulunamaması halinde son çare olarak seslerini duyurmak için eşi ve çocuklarıyla birlikte Meclis’in önünde oturma eylemi yapacaklarını kaydetti. Ekin, "Tüm aileyi Ankara'ya getireceğim. Dolmuşun içine binip, Meclis'in önünde, kızım bulunana kadar bekleyeceğim" dedi.
Yıllardır Diyarbakır'da yaşayan baba Ekin, 90'lı yıllardan bu yana ailesi ile birlikte “faili meçhul” cinayet ve gözaltında kaybetme olaylarına tanıklık ettiklerini dile getirdi.
Kızının da başına bir şey getirilebileceği kaygısıyla "Tekrar 90'lara mı döndük?" diyen baba Ekin, şunları söyledi: "Bu ülkeyi cehenneme çevirenler, 30 yıldır büyüttüğümüz çocuğu bir günde kaybettiler. Devlet sadece kendi çocuklarını koruyor. Devlet bizim çocuklarımızı koruyamıyorsa adaletsizlik vardır. Bizim emeğimizle, vergimizle, ekmeğimizle ayakta bu devlet. Utanç verici bir durum bu. Ben kızımı devletten istiyorum” diye konuştu.
'KAYGILANDIĞIM İÇİN BASINA HABER VERMEDİM'
Baba Ekin, kızının ortadan kaybolmasından 35 gün sonra olayı medya ve kamuoyuyla paylaşmasının nedenini ise şu sözlerle açıkladı: “Kızımın kaybolmasından hemen sonra İnsan Hakları Derneği'ne (İHD) başvuruda bulunsam da, ‘gözaltındadır’ diye düşündüm. 30 günlük gözaltı süresi uygulanıyor. Eğer bir şey çıkmaz, serbest kalırsa, hayatında sıkıntıya düşmesin diye basına haber vermedim. Böyle bir kaygım vardı."
DİYARBAKIR'DA DA GİRİŞİMDE BULUNDULAR
Diyarbakır’da İHD Şubesi’ne başvuran Ekin’in halası Emine Özbek ise, endişeli olduklarını söyleyerek yaşanan sürecin 90’lı yılları aştığını vurguladı.
Özbek, “Ankara’nın göbeğinde polisler tarafından gözaltına alınıp kaybediliyor. Ankara’ya gider gitmez yani 24 saat geçmeden gözaltına alınıyor. 44 gündür bütün çabalarımıza ve başvurularımıza rağmen daha akıbetini öğrenemedik. Yeğenim Ankara polisleri tarafından gözaltına alınmıştır. Emniyete başvurmamıza rağmen halen bize dönmüş değiller. Ankara’da bir kuş uçsa devletin istihbaratı dahilinde oluyor, ancak Müjgan hakkında bize bir bilgi vermemişler. Biz kızımızın akıbetini soruyoruz nerde getiriyorlarsa getirsinler” dedi.
‘BİLGİ ALMASAK ANKARA’YA YÜRÜYECEĞİZ’
Müjgan Ekin’in akıbetinden Erdoğan ve hükümeti sorumlu tutan Özbek, şunları söyledi: “Kızımızın hiçbir suçu yoktur. Bir dönem Özgür Gün TV’de sunuculuk yapıyordu ve Sur Belediyesi Meclis üyesidir. Biz bu kızı devletten istiyoruz. Bu hafta içerisinde Müjgan’ın akıbetti ortaya çıkartıldı çıkartıldı, çıkartılmazsa, biz ailesi olarak Ankara’ya giderek eyleme yapacağız. Mademki hukuk devleti iseniz Müjgan’ın akıbetti hakkında bize bilgi versinler. Eğer polisler tarafından gözaltına alınmamışsa dahil tüm çabalarını seferber etmelidir ve sorgulamalıdır. OHAL’den kaynaklı biz ilk önce sessiz kaldık, dedik herhalde 30 gün gözaltı süresi verilmiş. Baktık bir aydan sonra ses çıkmadı, ondan sonra kaygılarımız artmaya başladı. Asla biz bu durumu kabul etmeyeceğiz.”
‘BİZİM DE KAYGILARIMIZ ARTIYOR’
Ailenin kayıp başvurusunu kabul eden İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici ise başlatılan sürece ilişkin bilgi verdi. Bilici, “Müjgan Ekin’in ailesi Ankara’da genel merkezimize başvurduktan sonra biz de harekete geçtik. Ancak ailesi ikinci kez Diyarbakır Şubemize de başvuruda bulundu. Bu başvuruyla beraber bizim de kaygılarımız artmaya başladı. Gözaltına alınması hakkında biz de tarafımıza düşeni için ulusal ve uluslararası tüm kurum ve sorumluluklara başvuruda bulunduk. Ankara gibi bir yerde bir karınca bile kaybolsa yeri bulunabilir. İstihbarat, donatılmış teknoloji güvenliği ve ayriyeten alınan polisiye önlemlere rağmen, kaybedilen kişi her kim olursa olsun tespit edilebilir. Bir an önce gözaltına alınması kamuoyuna açıklamasını istiyoruz. Biz de sonuna kadar bu davayı takip edeceğiz. Diyarbakır’a gelen Avrupa işkence raportörüne de bu olay ve buna benzer olayları anlattık. Avrupa’daki insan hakları kurumlarının da bilgisi bu durumda vardır” dedi.
‘90’LI YILLARA DÖNÜYORUZ’
Gözaltındaki kayıpların akıbetinin açığa çıkarılmadığı sürece korsan gözaltıların artabileceğine değinen Bilici, “Müjgan Ekin ve Taşkın Yasak başta olmak üzere kendisinden haber alınamayan tüm kayıplar devlet tarafından bir bilgi verilmezse tekrar 90’lı dönemlere dönmüş hatta o dönemi geçmiş oluruz. Bu durum beraberinde büyük bir tehlikeye yol açacaktır” şeklinde konuştu.
Perşembe, Kasım 21, 2024