Perşembe, Kasım 21, 2024

Platzhalter roof5

 

Arama

Archiv

Tasarlanmış göçertme toplu cezalandırma

 

 

Tasarlanmış göçertme toplu cezalandırma

 

 

Uluslararası Af Örgütü'ne göre Sur'un on binlerce sakininin de aralarında bulunduğu tahmini yarım milyon Kürt, son bir yılda Türk yetkililerinin toplu cezalandırmaya varan acımasız baskıları sonucu zorla evlerinden çıkarıldı. Önceden tasarlanmış planın amacı ise bölgenin boşaltılarak, kamulaştırılması.

Özgür Politika / 07 Aralık 2016 Çarşamba

 

Uluslararası AF Örgütü, Kürt kentlerinde kesintisiz sokağa çıkma yasakları ilan eden, kentleri tank ve topla yerle bir eden, sivilleri katleden, insanları zorla göçettiren Türk hükümetinin tüm bunları önceden tasarlayarak planladığını rapor etti. 

Uluslararası Af Örgütü dün açıkladığı bir raporda sokağa çıkma yasakları sırasında Kürdistan’dan yarım milyona yakın kişinin devlet güçleri tarafından zorla yerlerinden edildiğini açıkladı. Rapora göre sadece Sur’da 40 bin kişinin hayatı alt üst oldu. Sokağa çıkma yasakları sırasında en az 368’i silahsız kent sakini olmak üzere 2 bin 360 kişinin hayatını yitirdi.

Rapor Sur’un yıldönümde açıklandı

"Yerinden Edilen ve Mülksüzleştirilenler-Sur Sakinlerinin Evlerine Dönme Hakkı" isimli raporunda AF Örgütü asıl olarak Amed’in yerle bir edilen tarihi ilçesi Sur’da yaklaşık 24 bin kişinin zorla yerinden edilmesine odaklanıyor. 

Yerinden etme politikası yürütüldü

AF örgütü ekibinin 26 Surlu ailenin yanısıra Sur ve Diyarbakır Belediyeleri ile Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı ve Diyarbakır Valisi’yle yaptığı görüşme sonucunda hazırlanan raporda Sur sakinlerinin, güvenliği sağlamak adına kasıtlı bir şekilde yerinden etme politikası neticesinde altyapı ve nüfus transferleri yapılarak ve kentsel alanların imha edilip yeniden inşa edilmesi sonucu yerinden edildiğine dikkat çekildi. 

Yapılanlar hukuka aykırı

AF Örgütü raporunda ayrıca Venedik Komisyonu’nun kararına atıfta bulunarak Türk devletinin yürürlüğe koyduğu uygulamaların uluslararası sözleşmelere aykırı olduğuna vurgu yaptı. 

Toplu cezalandırma söz konusu

Örgüt Sur, Nusaybin, Cizre, Silopi, Şırnak, Yüksekova ve İdil’deki sokağa çıkma yasağı sürecinde yaşanan devlet terörüne dair şu gözlemleri raporunda paylaştı:

* Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda bulunan en az 35 ilçede sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 

* Cizre, Silopi, Şırnak, Yüksekova ve İdil’de gece sokağa çıkma yasakları halen devam ediyor. 

* Sur’da, 9 gün süren sokağa çıkma yasağının hemen ardından 11 Aralık 2015 tarihinde süresiz sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 4 gün sonra birinci yılını dolduracak. 

* Uluslararası Af Örgütü, süresiz sokağa çıkma yasakları, aşırı düzeyde ve sıklıkla öldürücü güç kullanımına başvurulması, zorla yerinden etme ve bunlarla ilişkili diğer kısıtlamaların orantısız olduğu, insan haklarını ihlal ettiği ve bazı durumlarda toplu cezalandırmaya varan bir uygulamaya dönüştüğü kanaatindedir.

Öldürme saikiyle yönelindi

*  Cizre’deki sokağa çıkma yasağının ardından Eylül 2015’de Uluslararası Af Örgütü’nün yaptığı araştırma, güvenlik güçlerinin sokağa çıkma yasağının ilan edildiği yerleşim yerlerinde ateşli silahları ihtiyatsız bir şekilde kullandığını ve operasyonun silahlı kişileri gözaltına alma niyetiyle değil, öldürme niyetiyle yürütüldüğünü gösteriyor.

* Kolluk kuvvetleri ve askeri birimler bu çatışmalarda tank ve benzeri ağır silahlar kullandılar. 

* Operasyonlarda hayatını kaybeden 2 bin 360 kişiden 368’i silahsız sivillerden oluşuyor. Sivillerin arasında silahlı çatışmaya katılmaları ihtimal dışı olan küçük çocuklar ve yaşlılar da var.

500 bin kişi zorla göçettirildi

* Uzun süreli kesintisiz sokağa çıkma yasağının uygulandığı illerin tamamında, ağır top kullanımı ile devlet güçleri tarafından gerçekleştirilen operasyonlar esnasında ve bu operasyonların sonrasında altyapı ve binaların büyük ölçüde yerle bir edilmesine, bu yerlerdeki nüfusun neredeyse tamamın zorla yerinden edilmeleri de eşlik etti. 

* Belediye yetkilileri Sur’da yaklaşık 40 bin kişinin yerinden edildiğini tahmin ediyor.

* Şubat 2016’da Nusaybin, Şırnak ve Yüksekova’da sokağa çıkma yasağı ilan edilmeden önce, Sağlık Bakanlığı, Cizre, Silopi ve güvenlik operasyonlarının devam ettiği bölgelerde en az 355 bin kişinin yerinden edildiğini duyurmuştu.

* Şubat’tan sonra yerinden edilen kişilerin sayısına dair güncel bir veri devlet yetkilileri tarafından paylaşılmadı. Ancak sokağa çıkma yasaklarının boyutu düşünüldüğünde, bölge genelinde sokağa çıkma yasağı ilan edilen ilçelerde yerinden edilen kişilerin toplam sayısının yarım milyonu aşmış olması kuvvetle muhtemel.

Operasyonların hedefi kamulaştırma

* Çatışmaların sona ermesinin ardından Sur’un en az yüzde 60’ı tamamen kamulaştırıldı. Mimarlar ve Mühendisler Odası Diyarbakır şubesine göre ise bu oran yüzde 98. 

* Hükümet, sokağa çıkma yasağının uygulandığı alanlarda polis kontrol noktaları inşa edileceği gerekçesiyle Cizre, Silopi ve Yüksekova gibi merkezler için de "acele kamulaştırma" kararları aldı. 

* Bu ilçeler de, Sur’daki kadar geniş alanları kapsamasa da, muazzam büyüklükte kamulaştırma gerçekleşti. Örneğin, Cizre’de toplam üç mahallede 22 parsel arazi kamulaştırıldı. 

* Nusaybin ve Şırnak gibi diğer illerde ise kayda değer sayıda bina yıkıldı. 

* Kamulaştırma kararları, yetkililere kamulaştırmaya konu olan alanları karar alındıktan 7 gün sonra kullanma izni veriyor. Bu da binalar yıkılmaya başlanmadan önce, kamulaştırma kararına karşı etkin bir itiraz yolunun mevcut olmadığı anlamına geliyor.

Tasarlanmış bir plan işletiliyor

* Bölgedeki sürece bütünlüklü olarak bakıldığında, bu süreç, altyapıdaki değişiklikler ve nüfus transferleri vasıtasıyla güvenliği sağlamak için söz konusu yerlerde ikamet eden kişileri yerinden etme ve bu yerleri yıkıp yeniden inşa etmeye yönelik önceden tasarlanmış bir planın olduğu izlenimini veriyor. 

* Yetkililer aksi yönde somut deliller sunmadıkça, devam eden sokağa çıkma yasağı uygulamalarının gerçek gerekçesinin, bölgenin kamulaştırılmasına ve bölgede başlatılan kentsel dönüşüm projelerinin gerçekleştirilmesine olanak sağlamak olması daha muhtemel gözüküyor.

Yıkım perişan etti

* Sur sakinlerinin evlerini hür iradeleriyle terk etmediklerine, zorla tahliyeye maruz kaldıklarına şüphe yok.

* Uluslararası Af Örgütü’nün görüştüğü Surlu ailelerin tümü yerinden edilmelerinin ardından yaşam koşullarının ciddi ölçüde kötüleştiğini ifade etti. 

* Birçok kişi yerinden edilmeyle birlikte işsiz de kaldıklarını anlattı.

* Sur’da kiracı konumunda olanların yerinden edildikten sonra ödemek zorunda kaldıkları kira bedeli bir önceki konutlarının kira bedelinden sıklıkla yüzde 100 hatta yüzde 200 oranında daha pahalıydı. 

* Yerinden edilen ailelerin birçoğu Sur’da yerinden edilen başka ailelerle aynı kiralık daireyi paylaşıyor.

Surlular evlerine dönmek istiyor

* Bir sivil toplum örgütü tarafından belediye adına gerçekleştirilen anket çalışması, yerinden edilen kişilerin yüzde 95’inin Sur’daki evlerine geri dönmek istediğini gösteriyor.

* Surluların geri dönüşleri önündeki engellerden birini de evlerin ya hasar görmüş ya da tamamen yıkılmış olması.  

 

 

Yasaklar derhal kaldırılmalı

AF Örgütü raporunda AKP Hükümeti yetkililerine ise şu önerilerde bulundu:

* Güvenlik operasyonları sırasında ortaya çıkan insan hakları ihlalleri kapsamlı olarak soruşturulmalı.

* Sokağa çıkma yasağı daha fazla gecikmeksizin kaldırılmalı ve mümkün olduğu kadar çok kişinin derhal evlerine geri dönmesi, işyerlerinin açılması ve olağan ekonomik yaşamın yeniden tesis edilmesi için adımlar atılmalıdır.

* Hakları ihlal edilen, sokağa çıkma yasağı süresince ve sonrasında alınan idari tedbirler sonucu ayni ve nakdi zarar gören Sur sakinlerinin yasal başvuru yolarına etkin erişimi güvence altına alınmalıdır.

* Ülke içinde yerinden edilen kişilerin, kendi istekleri ile, güvenli ve insan onuruna yakışır biçimde, evlerine ya da sürekli yaşadıkları yerlere geri dönmeleri veya yine kendi istekleriyle, ülkenin başka bir bölgesine yerleşmeleri için gerekli koşullar oluşturulmalı ve gerekli imkanlar sunulmalıdır.

* Hem ev sahipleri hem de kiracılara yeniden inşa projeleri tamamlandıktan sonra Sur’a geri dönme seçeneğinin sunulması güvence altına alınmalıdır.

* Kamulaştırma kararlarına itiraz etmek isteyen bireylere bağımsız hukuki yardım sağlanması güvence altına alınmalıdır. 

* Taraf olunan uluslararası insan hakları sözleşmelerine uyularak yerinden edilenlerin haklarına erişiminde herhangi bir ayrımcılık yapılmamalıdır. 

 

Tanıklıklar anlattı: Ağlaya ağlaya gözümde yaş kalmadı

 

Af Örgütü raporunda Sur’da yaşayanların anlatımlarına da yer verdi. En çarpıcı anlatımlardan biri 1944 doğumlu sıva ustası S.K.’ya ait. 

Sur’dan zorla çıkarılan S.K. şu an Bağlar merkez ilçesinde kalıyor. S.K., Uluslararası Af Örgütü’ne Haziran ayında Sur’a geri dönebilmek için başvuruda bulunduğunu ama izinin gelmediğini anlattı. S.K. yerinden edildikten 8 ay sonra geri döndüğünde evinin bütün duvarlarının çöktüğünü gördüğünde ne hissettiğini ise şu sözlerle aktardı:"Evimi kaybettiğim için o kadar çok ağladım ki artık gözümden yaş bile gelmiyor."

 

HABER MERKEZİ