KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Paris katliamının MİT ve Türk devleti tarafından yapıldığından şüphe duymadıklarını, Fransa’nın bu gerçeğin açığa çıkmasını engellediğini belirtti.
Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in MİT tarafından katledildiğini hatırlatan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Fransa devletinin bu gerçeğin açığa çıkmasını engellediğini vurguladı.
Paris katliamı davasına ilişkin yazılı açıklama yapan KCK, davanın peşinin bırakılmaması gerektiğini vurguladı. Paris’te katledilen üç kadın devrimcinin katilinin cezaevinde ölmesi ya da öldürülmesi Fransa adaleti için skandal bir durumu ifade ettiğini belirten KCK, ‘’mahkemelerin başlamasından önce bu durumun yaşanması ölümünü kuşkulu kılmaktadır. Konuşmaması ve mahkemenin sürerek gerçeklerin açığa çıkmasını engellemek için cezaevinde öldürülmüş olması yüksek bir ihtimaldir.’’ dedi.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklamasında, ‘’Kadın devrimciler Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez AKP iktidarının kararıyla MİT tarafından öldürülmüştür. Katil Ömer Güney‘in MİT tarafından görevlendirildiği belgelerle kanıtlanmıştır. 2012 yılında yirmi-otuz civarında yöneticisi öldürülürse PKK'nin tasfiye olacağı defalarca yazılı ve görsel basında dillendirilmiştir. Fransa devletinin ve yargısının bu gerçeği bilmesine rağmen katilin mahkemeye çıkartılmasını geciktirmesi de düşündürücüdür. Fransa siyasi güçlerinin ve yargısının AKP iktidarının işlediği somut suçun açığa çıkmasını istemediği anlaşılmaktadır. Çünkü AKP iktidarının bu suçu işlediğinin açığa çıkması Türkiye ile Avrupa Birliği arasında derin krizin çıkması, Türkiye'nin Avrupa Birliği kurumlarından atılması durumunu gündeme getirecekti. Fransa devleti çıkarları gereği böyle bir durumun ortaya çıkmasını istememiş, katilin öldürülmesine göz yummuştur. Bu cinayet davasının önemi düşünüldüğünde katilin öldürüldüğünü söylemek gerekmektedir.’’ denildi.
‘Cinayetin MİT ve Türk devleti tarafından yapıldığından kuşku duymamaktayız’
‘Bizler bu cinayetin arkasında MİT ve Türk devletinin olduğundan kuşku duymamaktayız’’ belirlemesinde bulunan KCK, açıklamasını sürdürdü:
‘’Bu cinayetten kesinlikle AKP iktidarı sorumludur. Ancak bu gerçeğin Fransa adli makamlarınca resmi olarak tespiti de çok önemliydi. Türkiye ve AKP iktidarı gerçeğini gözler önüne serecekti. Türkiye’nin sadece Kürt halkı açısından değil, tüm insanlık açısından nasıl bir tehlike arz ettiği de ortaya çıkacaktı. Fransa devleti bu gerçeğin resmi olarak da ortaya çıkmasını engelleyerek Türkiye’nin böyle bir karaktere sahip olduğunun gözler önüne serilmesini engellemiştir. Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez böylece bir de Fransa devleti ve yargısı tarafından vurulmuşlardır. Katilin gerçeklerin açığa çıkmadan öldürülmesi Fransa’yı da bu cinayetin suç ortağı haline getirmiştir.
Kürt halkı, Fransa’nın ve Avrupa’nın demokrasi güçleri kesinlikle bu davanın peşini bırakmamalıdırlar. Bu cinayet dosyası kapanmamalıdır. Dreyfus olayında olduğu gibi bu gerçeğin açığa çıkarılması için adalet mücadelesi verilmelidir. Dreyfus olayında görüldüğü gibi adaletin açığa çıkması Fransa halkı ve demokrasi güçleri için çok önemlidir. Bu açıdan cinayeti işleyen Ömer Güney’in arkasındaki güçler, kurum ve devlet olarak mutlaka resmi olarak açığa çıkarılmalıdır. Böylece Fransa ve Avrupa topraklarında bu tür vahşi cinayetleri gerçekleştirmeye hiçbir devlet ve kurum cesaret edememelidir. Dolayısıyla bu cinayetlerin arkasındaki güçlerin açığa çıkarılması sadece Kürt halkı için değil, Fransa halkı ve demokrasi güçleri için de önemlidir. ‘’
‘Kürt halkı cinayetin peşini bırakmamalıdır'
Paris şehitlerinin aileleri, Kürt halkı ve Fransa’nın demokratik güçleri ve adalet arayışçıları bu cinayetin peşini bırakmamalıdırlar. Bu cinayetin nasıl planlandığı ve kimler tarafından yaptırıldığı ayrıntılı olarak açığa çıkarılmalıdır. Ömer Güney’in öldürülmesinin hangi zihniyet ve amaçla ve kimler tarafından yapıldığı da açığa çıkarılmalı, sorumlu olanlar ve ihmali bulunanlar da adalet önüne çıkarılmalıdır.
Paris şehitlerini bir kez daha saygı ve minnetle anıyor, onları katledenlerin peşini bırakmayacağımızın, arkasında kim varsa hesap soracağımızın sözünü bir daha veriyoruz.