Grev ‘milli güvenliği’ değil sermayeyi tehdit ediyor
Elif Çetiner / Mesut Kaynar
Dihaber / 09:08 21 Ocak 2017
KOCAELİ - “Milli güvenliği tehdit” gerekçesiyle grev hakkı engellenen Birleşik Metal İş Sendikası işçileri, "Hükümet bizi şaşırtmadı" dedi. Birleşik Metal İş Sendikası Genel Eğitim Sekreteri Seyfettin Gülengül ise, verilen karara karşı mücadele edeceklerini söyleyerek, “Grev milli güvenliği değil sermayeyi tehdit ediyor” dedi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi 2 bin 200 işçinin bu sabah fabrikalarda toplanarak grev kararı almasının ardından hükümet kanadından grevin 60 gün süreyle "ertelendiği" açıklandı. Greve yasak gerekçesi ise “Milli güvenliği tehdit” şeklinde ileri sürülmesine greve çıkan işçiler, Birleşik Metal İş Sendikası Gebze Şubesi Sekreteri Hasan Gencay ve Birleşik Metal İş Sendikası Genel Eğitim Sekreteri Seyfettin Gülengül tepki gösterdi.
'SADECE İYİLEŞTİRME İSTEDİK'
Grevlerinin bu şekilde engellenmesini değerlendiren Gebze'de bulunan Schneider Elektrik firmasının işçilerinden olan Hüseyin Kaya, "Ben milli güvenliği engelleyecek ne yapmışım? Böyle bir şeyi nasıl yaparım? Hükümet her zamanki gibi zenginden yana tavır aldı. Bu yolla fakiri ezmeye devam ediyorlar üzerimize polisi, halkı salıyorlar bizim burada yaptığımız bir şey yok" dedi. Hükümetin kendilerinden yana tavır takınması gerektiğine değinen Kaya, ücretlerinin azlığından dolayı grev kararı aldıklarını belirtti.
Hükümeti eleştirmekten sıkıldığını bildiren Kaya,"10 senelik elemanım burada hala asgari ücretle çalışıyorum. Sadece bir iyileştirme istedik. Bizim bu firmayla da bir sorunumuz yok. Bu firmayla ekmeğimizi kazanıyoruz. Ülkeden çıksın gitsin demiyoruz ki" diyerek tepki gösterdi.
'EMEĞİMİZE VURULAN BİR HANÇERDİR'
İsmini vermek istemeyen bir diğer Schneider Elektrik işçisi ise grevlerinin engellenmesini, "Emeğimize vurulan bir hançerdir. Bu yolla bizi engelliyorlar milli güvenlik sadece işin süsüdür. Güvenlik konusunda herhangi bir tehdit teşkil etmediğimizi buradaki işveren de bakanlık da biliyor. Hükümet ülkedeki her türlü muhalefeti OHAL bahanesiyle susturmayı görev biliyor" sözleriyle değerlendirdi.
‘BU BİLE ZORLARINA GİDİYOR’
İnsani olmayan koşullarda iş yapmayı protesto etmek için grev kararı aldıklarını aktaran işçi, "Bu bile zorlarına gidiyor. Kendilerine sormak isterim: Biz bu durumda ne yapalım? Bu tür grevler anayasal bir hak değil mi? Biz safdillik ederek hükümetin bu kez emekçiden yana tavır almasını bekledik ama hükümet yine bizi yine şaşırtmadı" dedi. Kararın haklarının gaspı olarak yorumladıklarını anlatan işçi son olarak, "Hakkımız gasp edilmiştir. Sadece ücretlerimizde ve belli şartlarda bir düzeltme yapılması için buraya gelmiştik ama hükümet bizi engelleme yoluna gitti. Anlaşılabilir bir durum değildir. Hakkımızı aramaya devam edeceğiz. Yöntemler değişir ama hak arama gerçeği değişmez." diye konuştu.
SENDİKA SEKRETERİ: HER ZAMAN YAŞADIĞIMIZ BİR SORUN
Grevin sonlandırılması kararını değerlendiren bir diğer isim olan Birleşik Metal İş Sendikası Gebze Şubesi Sekreteri Hasan Gencay da yasak kararlarının rutin bir hal aldığına dikkat çekti. Gencay, "He zaman yaşadığımız bir sorun. Nerde bir grev yapsak hemen bir engelleme yaşıyoruz. Yine değişik bahanelerle grevimizi engellediler. Artık olağan bir hal durumunu aldım. Hakkımızı kullandık. Hükümet bu kararına 'erteleme' diyor ama bu hakkımız gasp etmektir. Bunu kendileri de biliyor" dedi.
‘GREV “MİLLİ GÜVENLİĞİ” DEĞİL SERMAYEYİ TEHDİT EDİYOR’
Birleşik Metal İş Sendikası Genel Eğitim Sekreteri Seyfettin Gülengül ise, “Çocuk bezi üreten fabrikalar dahil milli güvenliği tehdit etmiş bir ülkede yaşadıklarını söyleyerek, “Herhalde bizim grevimiz milli güvenliği tehdit değil de sermayeyi tehdit ettiğini söyleseler daha inandırıcı olurdu. Bizim milli güvenliği tehdit ettiğimiz yok da artık bu ülkede grevlerden söz etmek de mümkün değil. Yani 2010 ile 2015 arasına baktığımızda ne kadar greve çıktıysak hepsinde bir erteleme ile karşılaşıyoruz. Bunlar bizi yıldırmayacak yani bizim mücadelemiz kaldığı yerden devam edecek. Bu gün ertelemiş olsalar da biz fabrikalara dönmüyoruz. Bunu da beyan ettik, söyledik. 2015 te de ertelemişlerdi. O gün ne istediysek fabrikadan dönüp almıştık. Bu gün de onu alacağız, onun mücadelesini yürüteceğiz” diyerek tepki gösterdi. Greve giden işçilere antipati duyan bir hükümetin olduğunu belirten Gülengül, gittikçe kötüye giden ekonomiye vurgu yaparak, kendi sektörlerine duyulan çalışma ihtiyacına dikkat çekti.
‘PAZARTESİ’YE KADAR GİTMEYECEĞİZ’
Grev kararlarının resmi gazetede yayınlandığını ve daha fabrikaların önünden sendikalara dönmeden yasaklama kararının ulaştırıldığını söyleyen Gülengül, “İŞKUR üzerinden bize tebliğ de yapıldı. Fabrikaların olduğu bütün il ve ilçelerden tebliğler gönderildi. Buna rağmen biz fabrikaya dönmeyeceğimizi söyledik. Pazartesi gününe kadar gitmeyeceğiz. Biz en kısa zamanda, iş yerlerinde olan temsilci arkadaşlarımız ile Pazartesi’den sonraki planımızı kararlaştıracağız. İşçi ne söylüyorsa bu sendika da onu yapılacak” diye konuştu.
‘ÇÜNKÜ KENDİLERİ SERMAYEDAR’
“Hükümetin işçilerle ne alıp veremediği var?” sorusunun yöneltildiği Gülengül, “Biz kısa bir süre önce başka bir Çalışma Bakanı ile görüştüğümüzde, “Kusura bakmayın sermayeyi korumak zorundayız” demişti. Unutmuyoruz yani. Bunlar sermayeyi korumak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Zaten kendileri sermayedar. Bu gün bizleri yönetenlerin bu kararın altında imzası var. Niye? Çünkü kendileri iş veren. Kendilerini koruyorlar. İşçi sınıfı ile alıp veremedikleri bundan olsa gerek. İşçilerin bunları görmesi gerekiyor. En kısa sürede kendilerine de bir tercih sorulacak” cevabını verdi.