Yüksekdağ: 'Hayır' diyenler kötü gidişatı durduracak
DİHABER / 11:55 24 Ocak 2017
İSTANBUL - HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, bütün antidemokratik şartlara, şeffaf ve adil olmayan seçim ortamına rağmen “Başkanlık sistemine” karşı “Hayır” potansiyelinin güçlü olduğunu söyledi. Yüksekdağ, "Farklı gerekçelerle 'Hayır' diyenler kötü gidişi durduracak" dedi.
Kandıra F Tipi Cezaevi’nden Cumhuriyet gazetesinin sorularını koşullarından kaynaklı bir ay gecikmeli yanıtlayan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, tutuklama süreçlerini ve güncel sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gözaltına alınmadan önce talimatla cezaevinin boşaltıldığını kaydeden Yüksekdağ, “Sabaha karşı evimin basılması talimatını verenler, kapımı kırdıranlar, seçmenlerimizin ve siyasete umut bağlamış tüm kesimlerin umudunu kırmayı hedefliyordu” dedi. Cezaevi koşullarını, “tecrit koşullarında tutuluyoruz. Bu başlı başına bir saldırı ve bizlere dönük cezalandırma, öç alma politikası” olarak aktaran Eşbaşkan Yüksekdağ, “tecrit karar ve uygulamasının doğrudan Bakanlık ve Hükümet kaynaklı olduğunu öğrendik” diye belirtti.
ÜÇ TARAFI DENİZLERLE ÇEVRİLİ KOCA HAPİSHANE
Cezaevindeki yaşamından da bilgi veren Eş Genel Başkan Yüksekdağ, “Anladığım şu; bu dönemde hepimiz içeride, hepimiz dışarıdayız aslında. İçeride de dışarıda da hepimize aynı zulüm, aynı esaret dayatılıyor. Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili koca bir hapishaneye dönüşmeden özgürlüğün değerine, özgürlük mücadelesine sahip çıkması gerekiyor” diye tarif etti.
‘TEHLİKEYİ GÖRDÜĞÜMÜZ İÇİN BEDEL ÖDÜYORUZ’
“İleri demokrasi söylem ve iddiasından, ileri faşizme giden bir mecradan söz ediyorum” diye sözlerine devam eden Yüksekdağ, “Bugün Eş Genel Başkanlarla birlikte Meclis’in üçüncü grubu olan HDP’nin 11 milletvekili tutuklu. Neredeyse bütün il yöneticilerimiz içeride. Seçilmiş belediye eşbaşkanlarının çoğu hapiste ve yerlerine darbe-cunta döneminde bile ender görülen kayyum atamaları yapılmış durumda” dedi.
“Siyasi, adli, polisiye, medyakara propaganda boyutları olan kapsamlı yok etme operasyonuyla yüz yüzeyiz” diye devam eden Yüksekdağ, Türkiye’nin gidişatını şu sözlerle özetledi: “Bugün Türkiye’nin geleceğe gidişinin önünü despotik bir rejim inşa ederek kesmeye çalışıyorlar. Miadı dolan iktidarın kendini zoraki sürdürmek için bulduğu tek yol, adına ‘partili Cumhurbaşkanlığı’ denen ‘tek adam’, ‘tek parti rejimi’. İçeride ve dışarıda devam eden savaş, OHAL-darbe koşullarında hedeflenen rejim değişikliğinin altyapısı oluşturuluyor. Bu durumda eğer geçişine izin verilirse başkanlık rejimi, kalıcı hale getirilen savaş, OHAL rejimi olacak. Parlamenter yapının başına neler geleceğini görmek için zaten gözler önündeki resme bakmak yeterli. Tepeden tırnağa yasama, yürütme ve yargıyı belirlemeye muktedir ‘tek adam rejimi’ Türkiye tarihinin en hayati kırılma noktası olabilir. Bizler bu tehlikeyi çok önceden gördüğümüz ve engellemek için kendimizi ortaya koyduğumuzdan dolayı bugün bedel ödüyoruz.”
‘HAYIR POTANSİYELİ GÜÇLÜDÜR’
Anayasa değişikliğin ardından gidilecek referandum sürecine de dikkat çeken Yüksekdağ, şunları söyledi: “Bugün bütün antidemokratik şartlara, seçimlerin şeffaf-adil bir ortamda yapılacağına olan haklı güvensizliğe rağmen, başkanlık anayasasına karşı ‘hayır’ potansiyeli güçlüdür. HDP’ye ve demokrasi güçlerine dönük operasyon ve darbeyle bu potansiyelin oluşturacağı özgürlükçü cepheyi zayıflatmaya çalışıyorlar. Ama bu darbelerle alınan yaraları ve rejim değişikliğini onaylamayanların ya da başkanlığa şüpheyle yaklaşanların aralarındaki ayrımlara rağmen ‘hayır’da birleşmeleri mümkündür. Farklı gerekçelerle ‘hayır’ diyenler kötü gidişi durduracak belirleyici bir irade olabilir.”
Eş başkan olarak partisi ile irtibat sağlayamadığını ve hiçbir şekilde görüştürülmediğini vurgulayan Yüksekdağ, “Önemli olan zor ve zorlama karşısında yılmamak, mücadeleden vazgeçmemek, kendini bırakıp sürüklenmemek” diyerek mücadele kararlılığını ifade etti.