Demokrasi İçin Birlik'in (DİB) Ankara'daki 'hayır' toplantısında konuşan Rıza Türmen: Gücümüz gerçekleri anlatmamızdan geliyor.
Evrensel / 12 Şubat 2017 18:34
Demokrasi İçin Birlik (DİB) Ankara’da sürdüreceği “Hayır” kampanyası için buluşma gerçekleştirdi. Katılımın yoğun olduğu buluşmada referanduma giden süreçte nasıl bir yol izlenmesi gerektiği tartışıldı. AKP ve MHP tabanındaki kararsızlarla buluşulması gerektiği fikri her konuşmada öne çıktı. Demokrasi İçin Birlik (DİB) sözcüsü Rıza Türmen, 'Bizim gücümüz gerçekleri anlatmamızdan geliyor' dedi.
Demokrasi İçin Birlik Ankara’da “Hayır” diyenlerle buluştu. ODTÜ Vişnelik’te düzenlenen etkinlikte önce forum yapılarak referanduma giden süreç tartışıldı, ardından da “Hayır” kampanyası için kurulan atölyelerde çalışmalar yapıldı. Buluşmaya CHP milletvekilleri Şenal Sarıhan, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, son KHK ile ihraç edilen Prof. Dr. Nejla Kurul da katıldı. Etkinliğin açılışında son KHK ile Ankara Üniversitesinden ihraç edilen Prof. Dr. Funda Başaran konuştu. Başaran, 1 Eylül’de Ankara Üniversitesinde darbe ve KHK fırsatçılığı yapılarak barış imzacılarının soruşturmaları bile sonuçlandırılmadan ihraç edildiklerini söyledi. Aylarca ihraçların devam ettiğini anlatan Başaran, üniversitelerin diktatörce yönetilme biçimlerini kabul etmedikleri için ihraç edildiklerini dile getirdi. Göstermelik bile olsa rektörlük seçimleri haklarının da ellerinden alındığını ifade eden Başaran, eleştirel özgür düşüncenin yeşermediği bir üniversite ortamının iktidarın işine geldiğini söyledi. Kendisinin de ihraç edildiği son KHK’nin ardından “Hayır gitmiyoruz” şiarıyla kampüslerden ayrılmama kararı aldıklarını anlatan Başaran, “Hiçbir şey olmazsa polis zoruyla çıkaracaklar ama ‘Gitmiyoruz’ dedik. Çünkü öğrencilerimiz bizim için çok değerli. İkincisi akademiyi bırakmıyoruz. Giderek eleştirel ve özgür düşünceden yoksun, değiştirmek için değil mevki için bilgi üretilen bir akademi vardı. Ankara Üniversitesi’nin bazı fakülteleri dört duvardan ibaret kaldı. Üniversite bizdik ve üniversiteler de bizim. Sokakta kurumsal akademinin dışında bir üniversiteinin yollarını aramaya devam edeceğiz. Kriminalize olmadan bir süre odalarımızı boşaltmayı düşünmüyoruz. ‘Hayır gitmiyoruz’un anlamlı bir slogan olduğunu düşünüyoruz. Bu sadece üniversiteden çıkmamak değil, bu ülkeyi diktatörlere, zalimlere bırakmıyoruz anlamındadır” dedi.
'GÖLE ÇALDIĞIMIZ MAYA TUTTU'
Demokrasi İçin Birlik (DİB) sözcüsü Rıza Türmen, salondaki heyecana dikkat çekerek “Bu salondaki kıpırtı Türkiye’de ne zamandır görmediğimiz bir kıpırtı. Cüppelerin, postallar altında ezildiği, başkanlığın referandum olmadan üniversiteye taşındığı bir ortamda bu kıpırtı başka bir Türkiye’nin de habercisi. Hayır’dan sonra daha özgür, daha katılımcı, demokratik bir Türkiye ortaya çıkacaktır. Haziran ayında göle çaldığımız maya tuttu yoğurt oldu” diye söze başladı. 16 Nisan’da yapılacak başkanlık teklifi referandumunun Türkiye’de demokrasinin olup olmayacağı meselesi olduğunu vurgulayan Türmen, bu süreçte ‘Hayır’ diyenlerin önünde birçok engel olduğunu söyledi. İktidar partisinin devletleştiği ve tüm devlet olanaklarını da referandumda kullanacağını ifade eden Türmen, ülkede basın özgürlüğünün, toplanma ve gösteri özgürlüğünün kalmadığını dile getirdi. Bu nedenle de yaratcı yöntemlere, kitlelere dokunabilecek bir üsluba, mizaha ihtiyaç olduğunu belirten Türmen, “Bizim gücümüz gerçekleri anlatmamızdan geliyor. Biz algı yaratmaya çalışmıyoruz. Onlar ise referandumda ‘Hayır’ diyecek olanların terörist olduğu algısı yaratmaya çalışıyorlar. Bu değişiklikle cumhurbaşkanına Meclis’i fesih yetkisi veriliyor mu? Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olabilecek mi? Evet. O zaman cumhurbaşkanı kendi partisi seçimi kazanamadığında seçimleri iptal edebilecektir” dedi.
KATILANLAR ÖNERİLERİNİ TARTIŞTI
Etkinliğe gelenler forumda “Hayır” kampanyası için düşüncelerini ve önerilerini paylaştılar.
Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy: Bu sadece oy vererek vicdanımızı rahatlatamayacağımız bir seçim. Bugüne kadar Demokrasi İçin Birlik olarak Hayır diyenlerle buluştuk. Bundan sonra kararsızlara ve Evet oyu kullanacak olanlara gitmeliyiz. İktidar referandumdan Evet çıkması için tüm olanakları kullacak. Biz de halk olarak bütün olanaklarımızı kullanacağız. Evet diyenler Erdoğan veya AKP’ye güveniyorlar. Bu nedenle anayasa değişikliğini konuştuğumuz kişilere sorgulatmamız gerekiyor.
Mehmet Demir: Evet’in tek bir rengi var ama Hayır diyenler gökkuşağı gibi. Türkiye’deki kutuplaşma siyasi iktidara yarıyor. Hayır diyeceğini söyleyenler kararsızları ikna etmeye çalıştığında önlerinde bariyer oluşuyor. Bu nedenle ben Evet diyenlerin beni ikna etmesini isteyerek konuşuyorum.
Metin Faruk Tamer: Güleryüzlü olalım, konuştuğumuz kişilere kızmayalım, bağırmayalım. Bu meselenin sadece bir parti ya da bir kişinin değil memleket meseles olduğunu anlatalım.
Batıkent’te yaşayan bir yurttaş: Biz semtimizde Batıkent Hayır Cephesi oluşturdu. Çalışmaya başlamadan önce 2015 seçim sonuçlarına baktık. Batıkent’te sağ partilere oy verenlerin en az yarısının Hayır demesi hedefini önümüze koyduk. Bunun için de 10 mahallenin 8’inde meclisler kurduk. (Ankara/EVRENSEL)