IMPNews / 14. 02. 2017
IMPNews - Dersim’in, kuzeyi ve güneyi Munzur Sıra Dağları’yla çevrili, ortasından Munzur nehrinin aktığı ve 6 bin 500 nüfuslu ilçesi olan Ovacık’ı herkes 2014 Yerel Seçimleri’nde ‘komünist’ başkanla tanıdı.
Yerel Seçimlerde bir ilk
Dersim Ovacık İlçe Belediye Başkanı ya da bilinen adıyla ‘komünist’ başkan Mehmet Fatih Maçoğlu 2014 yılında Türkiye genelinde yapılan yerel seçimlerde ilçenin belediye başkanı seçilmiş ve daha sonra yaptığı icraatlarla gündeme gelmişti. Maçoğlu’nun ilk icraatı belediye otobüslerini ücretsiz yapmak oldu. Daha sonra suyu ücretsiz yapmak istedi ancak bu kanunen mümkün olmadığı için suyun metreküpünü 50 kuruşa indirdi. Ayrıca Türkiye’de komünist bir partiden seçilen tek ve ilk aday oldu.
Nohudun, fasulyenin parası yoksullara ve öğrencilere verildi
‘Komünist’ başkanın yaptıkları bunlarla sınırlı kalmadı. Makam aracını satıp kendi aracını kullanmaya başladı, odasının kapısını söktürdü ve devlet arazisine nohut, fasulye ile patates ekti. Ekilen ürünlerin satışından elde edilen gelirin bir kısmı yoksullara dağıtılıyor bir kısmı da öğrencilere burs olarak veriliyor.
‘Komünist’ başkan göreve başladığı ilk günden beri halk meclisleriyle birlikte kararlar alıp uyguluyor. Bu meclisler kadınlardan, engellilerden, gençlerden ve esnaftan oluşuyor. Kararlar meclise geldikten sonra tartışılıp ya kabul ediliyor ya da reddediliyor.
Gelir gider tablosu belediye duvarına asıldı
Belediyenin çalışmaları sadece bunlar değil aynı zamanda çocukları okumaya teşvik etmek için yapılan kampanya ile bir saat kitap okuyan bir saat bisiklet turuna hak kazanıyor. Komünist başkanın icraatları saymakla bitmiyor. Son olarak üretilen ballardan kazanılan paranın bir kısmını yoksullara veren bir kısmını da öğrencilere burs olarak dağıtan ‘komünist’ başkan Maçoğlu şeffaf belediyecilikte de bir ilki gerçekleştirdi. 2015 yılına ait gelir gider tablosunu belediye binasına asarak Ovacık halkının görmesini sağladı.
Ovacık Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından ülkede yaşananları, DBP’li belediyelere atanan kayyumları, KHK’leri, OHAL ile referandumu IMPNews’e değerlendirdi.
‘Birçok şey üstten alınan kararlarla yapılıyor’
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından özellikle DBP’li Belediye başkanlarının tutuklanmasını ve yerlerine atana kayyumları merkezden alınan siyasi bir karar olarak değerlendiren Maçoğlu, Ovacık Belediyesi’ne de kayyum atanıp atanmayacağını bilmediğini söylüyor. Kendi belediyelerinin şeffaf bir belediyecilik anlayışını benimsediğini ve sağlıklı bir işleyişinin onduğunu ifade eden Maçoğlu, “Siyasi kararlar meselesine gelince kimse bilmez. Halk tarafından seçilmişlerin görevlerinden alınması doğru değil. Ancak biz de biliyoruz ki bu ülkede birçok mesele demokrasi ve hukuk içerisinde çözülmüyor. Birçok şey üstten alınan kararlarla yapılıyor” diyor.
Maçoğlu ayrıca hangi partiden olmasının önemli olmadığını, halk tarafından seçilenlerin görevlerinden uzaklaştırılmasının doğru olmadığını kaydediyor.
‘Görevden almalar hukuksuz’
Çıkarılan KHK’lere de değinen Maçoğlu, KESK’e yönelik yapılan baskıların ve KESK üyelerinin görevden alınmasının tamamen siyasi bir karar olduğunu belirterek, “Akademisyenlerin, gazetecilerin ve KESK üyelerinin görevden alınması demek, onların ekmeğiyle oynanması, yaşam standartlarının aşağı çekilmesi, insanların aile yaşamlarının bozulmasına neden olmak demektir. Görevden almalar doğru değil. Sonuçta herkesin bu şekilde sıkıntılar yaşayacağı açık” yorumunda bulunuyor.
Tepeden alınmış siyasi kararlarla görevden almaların toplumun ve ailenin huzurunu bozduğunu ya da zedelediğini ifade eden Maçoğlu, yapılanların insanların üzerinde ümitsizlik yarattığını söylüyor. Görevden almaların hukuksuz olduğunu ve atılanların suçu varsa adaletli bir yargılama sonrası cezalarını çekmesi gerektiğini düşünen Maçoğlu, bir gecede çıkarılan KHK’lar ile binlerce kişinin işine son verilmesini doğru bulmadığı ifade ediyor.
‘Akademisyenler bu ülkenin aydınlık yüzü’
“Bugün bu ülkenin aydınlık yüzleri ülkeyi ileri taşıyacak olan eğitimcilerin, bilim üretenlerin ve topluma öğretecek çok şeyi olanların görevden alınması bir yandan da topluma haksızlıktır” diyen Maçoğlu, binlerce öğrencinin eğitimcisiz kaldığını ve ülkeyi ileriye taşıyacak olan kişilerin yaşam alanlarını kısıtlandığını kaydediyor.
‘Haksızlık sadece atılanlara değil toplumun tamamına yapılıyor’
Bir kişinin işten atılmasına bakmadıklarına değinen Maçoğlu, “Bu ülkede hukukun işlememesi ve bu hukuksuzluk içerisinde bu ülkeye faydalı olabilecek beyinlerin iş yapamaz hale getirilmesi, vasıfsız hale getirilmesi demektir biz buna bakıyoruz’ diyor. İhraçların haksızlık olduğunu söyleyen Maçoğlu, bu haksızlığın sadece işlerinden atılanlara yapılmadığını toplumun tamamına yapıldığını belirtiyor.
Çıkarılan KHK’ler ile ihraç edilen Barış için Akademisyenler grubu üyelerinin de bu ülkenin aydınlık yüzleri olduğunu ifade eden Maçoğlu, “Atılan hocalar sadece kendi çıkarlarına dair iş yapmıyor. Yüzlerce öğrenciyi topluma faydalı bir birey olarak yetiştiriyor ve üretime koyup, bilimsel çalışmalar yapmasını sağlıyor” ifadelerini kullanıyor.
Yaşananların karamsar bir hava ve tedirginlik yarattığını, bundan kaynaklı da insanlar arasında güvensizlik oluştuğunu düşünen Maçoğlu, hukuk devletinde bu sorunların yaşanmayacağını vurguluyor.
“Biz bu ülkede demokrasi gelişsin hukuk gelişsin istiyoruz. Herkesin kaygılarının ortadan kaldırılmasını ve görevden alınan akademisyenlerin, kamu çalışanlarının hemen işlerine dönmesini isterim’ diyen Maçoğlu, bu hukuksuzluğa son verilmesi gerektiğini söylüyor.
‘Siyasetimin tavrı net: Hayır’
OHAL koşullarında yapılacak olan referandumda da bireysel olarak değil siyaset olarak hayır diyeceklerini aktaran Maçoğlu, “Siyasetimin tavrı net. Hayır. Hayır diyeceğiz çünkü meclislerin yönetmesini istiyoruz. İlçeden ile ilden bölgeye, bölgeden merkeze doğru halkın yönetim içerisinde olmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanının, başbakanın değil yani yarın gelecek olan başkalarının yönetmesini değil, belki ben gelirim belki siz gelirsiniz ama bir tek yönetimden çok halkın içinde olduğu, meclislerin içinde olduğu ve daha özgürlükçü olan, insanların kendilerini daha özgür bir şekilde ifade etme alanı bulduğu bir yönetim istiyoruz. Bundan kaynaklı hayır diyeceğiz” diyor.
‘Mevcut parlamento değişebilir’
Maçoğlu, halk meclislerinin kurularak farklı seslerin içinde olduğu bir yönetim şeklini istediklerini, bu meclislerde insanların kendilerini daha özgür bir şekilde ifade edeceğini belirtiyor. Bugünkü parlamentonun bunu karşılamadığına da değinen Maçoğlu, “Mevcut parlamento bunu karşılıyor mu? Hayır. Mevcut parlamento değiştirilebilir. Biz mevcut parlamentoyu da kabul eden değil, tam tersi, halkın çıkarlarını, politik yanını da içine alan temel ihtiyaçlarını karşılayacak yeni bir meclis oluşturulabilir diyoruz. Esasen güncel olduğundan biz tek kişilik yönetimi doğru bulmuyoruz, meclislerin yönetimini doğru buluyoruz” şeklinde konuşuyor.
‘Halk referandumda ne yapacağını biliyor’
OHAL koşullarının referandumda halkın kararlarını kısmi oranda etkilediğini söyleyen Maçoğlu, halkın sandığa gittiğinde ne yapması gerektiğini bildiğini ifade ederek, yaşadığı coğrafya itibariyle halkın kararını verdiğini ve ne söylenirse söylensin bu kararların değişmeyeceğinin altını çiziyor. (A.T.K)