Dersim tertelesi 80. yılında anıldı
Dersim katliamında yaşamını yitirenler, engellemeye rağmen anıldı: Dersim Tertelesi ile yüzleşmeli
HABER MERKEZİ - Dersim katliamında yaşamını yitirenler,aradan geçen 80 yılın sonunda valiliğin kararına rağmen Seyit Rıza Meydanı’nda anıldı. Birçok kentte de düzenlenen anma etkinliklerinde, "Devlet Dersim Tertelesi ile yüzleşmeli” çağrısında bulundu.
Anma etkinlileri bir çok kentte gerçekleşti...
DERSİM
Dersim'de valiliğin kararına rağmen 1937-38 yıllarında katledilen binlerce sivil, Seyid Rıza Meydanı'nda düzenlenen etkinlikle anıldı. Anmaya, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Muhittin Yıldız, DAD Genel Başkanı Dursun Demirtaş, HDP milletvekilleri Alican Önlü, Müslüm Doğan, Erdal Ataş, HDP MYK Üyesi Çilem Küçükkeleş, Mazgirt Belediye Başkanı Tekin Türker, Ovacık Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu, Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) ve Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) yöneticileri, çeşitli ocaklardan ana ve pirler, katliamın tanıkları, Dersimli sanatçılar Ferhat Tunç ve Erdoğan Emir’in yanı sıra çok sayıda siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
Anma başlamadan önce alanda halkın içine girerek görüntü çeken sivil polislerla tartışma yaşandı. Yaşanana tartışmanın ardından polislerin alandan uzaklaşması ile Ahmet Aktaş (Dede) tarafından okunan dualar ve yakılan mumlarla etkinlik başladı. Mumların yakılması ardından yüzlerce kişi Seyid Rıza Heykeli’nin önünde oturdu. Burada ilk olarak konuşan ABF Genel Başkanı Muhittin Yıldız, 38’de yaşamını yitirenleri andı. Yıldız, ABF olarak bundan sonra Maraş ve Sivas’ta olduğu gibi katliamın yaşandığı yerde anma kararı aldıklarını belirterek, bugüne kadar geç kaldıkları bu kararı bundan sonra yerine getireceklerini söyledi.
‘KATLİAM DERSİM DAĞLARINDA SÜRÜYOR’
ABF Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya da, soykırımın tanınarak başta Seyid Rıza’nın mezarı olmak üzere, yaşamını yitirenlerin ve sürgüne gönderilenlerin belirlenmesi çağrıda bulundu. DAM adına konuşan sanatçı Ferhat Tunç ise, katliamda yaşamını yitirenleri anarak, bugün de katliamın Dersim dağlarında sürdüğünü belirtti. Dersim katliamı gerçeğine ağıtlarla ulaştıklarını ifade eden Tunç, burada Kırmancki bir ağıt seslendirdi. Tunç’un ağıdı, duygulu anların yaşanmasına neden oldu.
DEDEF adına konuşan Ali Rıza Bilir, Dersim’de yaşamını yitirenlerin birçok yerde anıldığını belirterek katliamın tanınması gerektiğini vurguladı. Son olarak konuşan sanatçı Erdoğan Emir, bu coğrafyada yaşayanlar olarak katliamda yaşamını yitirenleri anmaya devam edeceklerini söyledi. Emir’de burada Kırmancki bir ağıt seslendirdi. Emir’in ağıtının ardından sanatçı Ferhat Tunç ve anma etkinliğine katılanlar hep bir ağızdan “Dayê daye” ağıdını yaktı.
Okunan ağıtların ardından niyazlar dağıtıldı. Seyid Rıza Heykeli’nin bulunduğu alan karanfillerle donatılmasıyla anma sona erdi.
MERSİN
Mersin Dersimllier Derneği ve Demokratik Alevi Derneği de, katliamda yaşamını yitirenleri Özgür Çocuk Parkı’nda düzenledikleri basın açıklamasıyla andı. Açıklamaya, KESK, Mersin Emek ve Demokrasi Platformu ve çok sayıda kişi katıldı. “Dersim 38 katliamdır. Dersim katliamını unutmayacağız”, “Ayıptır zulümdür cinayettir” ve “Dersim 38 unutma Unutturma” pankartlarının taşındığı açıklamada, “Dersimi unutma unutturma” ile “Katil devlet hesap verecek” sloganları atıldı.
Açıklamayı yapan Mersin Dersimliler Derneği Başkanı Hasan Tanrıkut, Dersim’in acısı ile yüzleşmeden gerçek bir birlik ve beraberliğin olamayacağını ifade ederek, “Bu nedenle Dersim katliamı sadece Dersimlilerin değil Türkiye’de yaşayan herkesin meselesidir” diye belirtti.
Açıklama, alkış ve sloganlarla sona erdi.
ANKARA
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) ise, Ankara’da bulunan Genel Merkezi’nde anma etkinliği düzenledi. Etkinlik programına konuşmacı olarak Araştırmacı Yazar Mesut Özcan, DAD Eş Başkanı Murat Işık ve Hülya Fırat katıldı. Anmanın yapıldığı salona, Seyit Rıza ve Hz. Ali’nin fotoğrafları asılarak mumlar yakıldı.
‘DERSİM BİR SOYKIRIMDIR’
Panelde konuşan DAD Eş Başkanı Murat Işık, “İnsanlığın atomlarına parçalandığı adeta korku filmlerinde görebileceğinizi bir vahşetin resmileştiği bir gündür. Bir bilge, Dersim katliamı hakkında: ‘Dersim katliamı bir Hiroşimadır, Dersim Terteledir, Dersim kurdun aşağıdaki kuzuyu suyumu bulandırıyorsun diyerek katletmesidir. Dersim bir soykırımdır’ der” diye konuştu.
‘BAKANLAR KARARI İLE YAPILAN BİR KATLİAMDIR’
Bu katliamın Alevi ve Kürt kimliğine yönelik gerçekleştirildiğini dile getiren Işık, şunları aktardı: “Dersim, köy kanunu ile Alevi köylerine cami yapımının önünün açıldığı, Diyanet Bakanlığı’nın önünün açıldığı, Alevi inanç öğretisi yapılan kurumların talan edildiği, 1920’lerde Bakanlar Kurulu kararı ile yapılan bir katliamdır. Dersimi böyle tarif ederiz.”
‘BEDELİ EN ÇOK DERSİM HALKI ÖDEDİ’
Mesut Özcan da, Dersim’de iki politika üzerinde durulduğunu belirterek, “Birincisi eğitim yoluyla asimilasyon yoluyla bu işe çözüm getirelim diyor. Ancak bunları eğitirsek aynı sorunları yaşarız diyerek katliam gerçekleştirildi. Asimilasyon politikalarında Kürt ve Alevi kimliğinin yok edilmesi güdülüyor. Kız ve erkek çocuklarının nereye götürüldüğünü hala bilmiyoruz. 1937 soykırımı kültürel ve asimilasyonu hedefleyen bir soykırımdır. 37’de başlayan dönem ile bitmiyor. 1980 darbe döneminde dersime bir vali atanıyor. Tıpkı 37’de olduğu gibi Dersim’lilere İslamiyeti yaymak için bir vali atandı. Toplumun her kesimi bedel ödedi ancak bu bedeli en çok da Dersim halkı ödedi” dedi.
‘5 BİN ÇOCUK ISRARLA SORULMALI’
38 dönemi zihniyetinin devam ettiğini belirten Özcan, o dönem sürgün edilenlerin nerede olduklarının bilinmediğini ve aynı zihniyetin köyleri yakarak insanları şehirlere sürüp oralarda ölmelerine sebep oldukların aktardı. Özcan, son olarak 5 bin çocuğun nerde hangi cemaatte olduğu sorusunun ısrarla sorulması gerektiğini aktardı.
İSTANBUL
Dersim Dernekleri Federasyonu’nun çağrısı ile Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen yurttaşlar, katliamda yaşamını yitirenleri andı. Katliam dönemini yansıtan fotoğrafların taşındığı anmada, “Soykırımın 80’inci yılı” yazılı pankart taşındı. Mumlarla “Dersim 1937-38” yazılan yere karanfiller bırakıldı. Ağıtlar ile başlayan anma, katliama tanıklık edenlerin mektuplarının okunması ile devam etti.
‘4 MAYIS’LARI DERSİM SOYKIRIM GÜNÜ OLARAK ANMAKTAYIZ’
Daha sonra kitle adına açıklamayı okuyan DEDEF Yönetim Kurulu Üyesi Ulaş Yeğin, Dersim Katliamı’nın sıradan bir katliam olmadığına dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Gerçek bir birlik ve beraberlik Dersim 37-38 acısı ile yüzleşmeden bu yara ile mümkün değildir. Bu nedenle soykırım sadece Dersimlilerin değil Türkiye’de yaşayan herkesin meseledir. Biz Dersim halkı olarak 4 Mayıs’ları Dersim Soykırımı(Terterle Dersim) günü olarak anmaktayız.”
‘DÖNEMİN TÜM YETKİLİLERİ SORUMLUDUR’
Katliam’ın devlet eliyle yapıldığını vurgulayan Yeğin, günümüzde bunun belgelerinin tek tek ortaya çıktığını söyledi. Dersim Belediyesi yöneticilerinin tutuklanarak belediyeye kayyum atandığını hatırlatan Yeğin, “Dersim’deki tüm demokrasi güçleri ve belediye ile ortak yapılan Munzur Kültür ve Doğa Festivali bu yıl Tunceli valiliği ve kayyumlu belediye tarafından gasp edilmek istenmektedir. Biz kayyumun değil halkın festivalini istiyor ve bu konuda kararlı olduğumuzu da buradan bir kez daha bildirmek istiyoruz” dedi.
Arşivlerin açılıp hesap verilmesini isteyen Yeğin, Dersim isminin iade edilmesini ve Dersim halkından özür dilenmesini istedi. Yeğin, talepleri şöyle sıraladı: “Sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listesi açıklansın. Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın. Dillerimize ve Kızılbaş Alevi inancımıza özgürlük istiyoruz. Munzur’daki baraj projeleri iptal edilsin.”
Anma dağıtılan lokmalarla son buldu.
İZMİR
İzmir Demokratik Alevi Derneği (DAD) ve İzmir Dersimliler Derneği de, katliamın yıldönümünü protesto etmek ve yaşamını yitirenleri anmak için Karşıyaka Çarşı girişinde basın açıklaması düzenledi. Yurttaşların yanı sıra çeşitli siyasi parti ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin de katıldığı açıklamada, "Devlet Dersim tertelesi ile yüzleşmeli", "Zulme diz çökmemeyi senden öğrendik" ve "Senin yalanlarınla, hilelerinle baş edemedim bu bana dert oldu, senin önünde diz çökmedim bu da sana dert olsun" pankartları taşındı. Katliamda yaşamını yitirenler adına saat 19.38'de yapılan saygı duruşunun ardından Kürtçenin Kırmançkî lehçesi ve Türkçe olarak açıklamalar yapıldı. Kurumlar adına açıklamayı Narlıdere DAD Yöneticisi Hüseyin Berkan Alpar yaptı.
İttihatçı ve tek tipçi politikaların bu toprakları kana bulamaya devam ettiğini de belirten Alpar, "Bu politikalar günümüzde bütün ülkeyi adeta felaketin eşiğine sürüklemiştir. Kürt karşıtlığı üzerine oturtulan politikalar terk edilmeli diyalog ve barışın önü açılmalıdır. Toplumsal barış, toplumsal mutabakat ile mümkündür. Bütün talebimiz kendi toplumsal gerçekliğimizle insani değer ve kimliğimizle ortak vatanda özgürlükçü ve eşitlikçi bir yaşamdır. Roza şaye vesilesiyle bir kez daha tarih ile yüzleşme çağrısında bulunuyor, diyoruz ki; öncelikle Dersim adı iade edilmeli, Seyit Rıza ve arkadaşlarının cenazeleri halkımıza teslim edilmeli ve Dersim'e nakline engel olunmamalıdır. Bundan sonra ise dünyadaki diğer örneklerden hareketle bir yüzleşme gerçekleştirilmelidir. Acımız bakidir ve yitirdiğimiz canlarımızı unutmadık, unutmayacağız. İttihatçı zalimler ve ardılları insanlığın vicdanında ebediyen mahkum kalacaklardır" şeklinde konuştu.
Açıklamanın ardından katledilenlerin anısına mumlar yakılarak, lokma dağıtıldı.