İHD: "Toplu mezarlarda 4201 ceset var"
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'nce, bölgedeki faili meçhul cinayetler ve toplu mezarların ortaya çıkarılması için 'Kayıplar geçmişimizdir, geçmişle yüzleşelim' adlı projesi kapsamında oluşturulan interaktif toplu mezar haritası 3 yıl aradan sonra güncellendi. Güncellenen haritada, Türkiye'de açılmış ve açılmamış olmak üzere 348 toplu mezarda 4 bin 201 kişiye ait ceset olduğu öne sürüldü.
İHD Diyarbakır Şubesi'nin 2011 yılında hayata geçirdiği interaktif toplu mezar haritası 3 yıl aradan sonra güncellenerek, kamuoyu ile paylaşıldı. İnternet üzerinden ulaşılabilen haritaya göre Türkiye 'de çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde olmak üzere açılmış ve açılmamış toplam 348 toplu mezar tespit edildi.
İnternet üzerinden interaktif olarak yayınlanan haritaya göre 348 toplu mezarda toplam 4 bin 201 kişiye ait cesetler olduğu belirtiliyor.
İHD tarafından 2013 yılında yayınlanan raporda 253 toplu mezarda 3 bin 248 kişinin cesedinin bulunduğu kaydedilmişti. Yayınlanan haritaya göre bugüne kadar açılan 45 mezarda toplam 281 kişiye ait cesetlere ulaşıldığı belirtildi.
"17 bin kayıp ve faili meçhul var"
İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, aradan geçen 3 yılın ardından edindikleri yeni ve gerçek bilgiler ışığında raporu güncellediklerini söyledi. 17 bin olarak ifade edilen kayıp ve faili meçhul cinayetlerin olduğu ve akıbetlerinin bilinmediği bir coğrafyada, bastığımız her karış toprağın bir toplu mezar olma ihtimali olduğunu belirten Bilici, "Geçmişte bu coğrafyada katliamlar, soykırımlar ve acılar yaşandı. Özellikle son 30 yıldır süren savaş beraberinde büyük yıkımlar getirdi. Kayıplar, faili meçhul cinayetler ve toplu mezarlar yaşanan bu tahribatın en somut gerçekliğidir. Yapılan çağrılar, kampanyalar ve suç duyurularına rağmen, kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması konusunda devletin bir çalışması olmadı. Kayıpların ve faili meçhul cinayetlerin failleri hakkında yapılan suç duyuruları yanıtsız kalırken, toplu mezarların açılması için yapılan başvurular ya yanıtsız kaldı veya mezarlar usulüne uygun açılmadı" dedi.
"Minnesota protokolü uygulanmalı"
Geçmişle yüzleşme ve hakikatlerin araştırılması için, tarafsız ve güvenilir bir Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulması gerektiğini belirten Bilici, şöyle dedi:
"Toplu mezarlardaki kimliklendirme çalışmalarını yürütmek amacıyla, uzmanların yer aldığı bağımsız ve deneyimli ekiplerin birlikte çalışabileceği yöntemi uluslararası bilimsel kuruluşlarca onaylı bağımsız yapılar oluşturulmalı, üniversiteler ilgili çalışmalara dahil edilmelidir. Mezarlardan çıkarılan cenazeler ve insana ait buluntularda yalnızca kimliklendirme yapılmayıp kişilerin ölüm nedenlerinin belirlenmesi ve insan hakları ihlallerinin belirlenmesi de hukuki bir zorunluluktur.
Kayıpların aranması ve mezarların açılması Minnesota Otopsi Protokolü ve mezar açmayla ilgili uluslararası standartlara göre yürütülmeli, mezarların iş makineleri ile özensiz ve bir biçimde açılarak kayıplara ait buluntuların tahrip edilmesinin veya kaybolmasının önüne geçilmelidir. Mezar açma işlemleri arkeolojik teknikler kullanılarak özenle yapılmalı, mezarların açılması sırasında ortaya çıkacak biyolojik delillerin toplanması ve değerlendirilmesi için adli tıp uzmanları görevlendirilmelidir. Toplu mezar iddiası bulunan yerler mezarlar açılıncaya kadar korunmaya alınmalıdır.
Kayıp ve kayıp yakınlarına ait bilgiler ile DNA örneklerini almak, saklamak ve incelemek için yasal düzenlemeler yapılmalı ve hızla bu yapılarda yer alacak laboratuvar ve birimlerin altyapısının oluşturulmasına başlanmalı, laboratuvar ve birimler arasında güvenli veri paylaşımını sağlayacak bir ağ kurulmalıdır. Kayıplar devlete ait suçlara işaret ettiğinden, dünyadaki diğer örneklerde olduğu gibi; çalışmalarının bağımsız, bilimsel ve uzman heyetlerce yürütülmeli veya tanıklığında gerçekleştirilmelidir." (DHA/Felat BOZARSLAN-Serdar SUNAR)