HDP'ye kim ve neden saldırıyor?
Dersimzaza.com / 18. 05. 2015
Uzun bir süredir kamuoyunun gözü önünde HDP bürolarına ve aktivistlerine karşı silahlı yaralamalara varan saldırılar gerçekleştiriliyor. Son olarak Adana ve Mersin'de HDP il merkezlerine yönelik bombalı saldırılar düzenlendi. Bu olaylarda can kaybının yaşanmaması büyük bir şans. Ancak, demokratik kamuoyu bugün bu saldırıların önüne geçemezse, seçimlere kadar daha ağır sonuçlarla karşılaşılabilir. Çünkü bu saldırılar, HDP'nin yükselişini durdurmaya yönelik planlı, organize ve bir merkezden yönetilen saldırılardır. Dolayısı ile HDP'nin faaliyeti sürdükçe ve etkisi büyüdükçe bu saldırıların şiddetinin yükselebileceğini söylemek bir kehanet olmaz.
Bu saldırıların arkasında hangi güçler var?
Kamuoyunun bu sorunun cevabını bulmakta zorlanacağını sanmıyoruz. Bu saldırıların sorumluları HDP'nin yükselişini kendileri için tehdit olarak gören güçlerdir.
Erdoğan-AKP iktidarı ve derin devletle bağlantılı olan ırkçı-şoven güçler, HDP'nin yükselişini devletin ve kendilerinin bekası için büyük bir tehdit olarak görüyorlar. Bu her iki kesimin temsilcileri, HDP'ye ilişkin algı ve yargılarını kamuoyuna net olarak açıkladılar. Böylesi bir tehdit algısına sahip olan güçler elbette, ellerindeki tüm imkanları bu tehdidin bertaraf edilmesi için kullanacaklardır.
Bugün yaşanan bombalı saldırılar iste bu tehdit algısının eseridir. AKP ve karanlık ırkçı-şoven güçler, HDP'nin etrafına şiddet yolu ile bir duvar örüp, bu partinin daha geniş kitlelerle buluşmasını önlemek ve yükselen halkçı, demokratik dalgayı kırarak onu baraj altına itmek istiyorlar. Bu güçler, dışta toplumla HDP arsına bir duvar örmek isterlerken, içte, partinin merkez yöneticilerine yönelerek onları tehdit ve korkutma operasyonları ile pasifize etmeye çalışıyorlar. Polis herhalde Selahattin Demirtaş’ın evine çalışmalarında başarılar dilemek için gitmedi.
Aslında manzara çok tanıdık, karşı karşıya olduğumuz bugüne kadar iktidarın halk muhalefetine karşı uyguladığı klasik provokasyon, şiddetle ezme ve sindirme taktikleridir. Kısaca AKP iktidarı şahsında eski Türkiye ile karşı karşıyayız.
Bir ara bilanço
HDP’nin seçim sürecinde yürüttüğü çalışmalarla ilgili daha çok saldırıların bilançosu çıkarıldı. Ancak henüz süreç tamamlanmasa da elde edilen kazanımlar var. Bu kazanımların görülmesi, kazanımların ilerletilmesi için önemlidir.
Bugüne kadar kurulu düzenin bekası açısından tehdit olarak görülen ve iktidardan dışlanıp sürekli olarak ezilen halk grupları ve emekçi kesimler HDP bünyesinde gönüllü ve ilkeli ittifak oluşturdu. Bu ittifak, farklı grupların diğer bir gruba iltihakı ile oluşmadı. Söz konusu olan, farklı sosyal yapı, farklı kimlik ve değerlere sahip olan ezilen grupların bir demokrasi, özgürlük ve sosyal adalet programı etrafında birliğidir. Bu yapısı ile bu birlik Anadolu coğrafyasında bir ilk olarak görülebilir. Önemli ilkler taşıyan bu hamle; düzenin yeni ve eski sahiplerini sanıldığından çok korkutuyor. Çünkü bünyesinde iktidara alternatif bir potansiyel taşıyor.
Halk güçlerinin HDP bünyesinde sürdürdüğü mücadelenin diğer kazanımlarını ya da kazanım olanaklarını şu başlıklarda toplayabiliriz:
- Kürt Ulusal Hareketi, belki de ilk kez; Anadolu sathında Türk halkı ile direk diyalog kurma ve geniş basın-yayın olanaklarını da kullanarak kendisini Türk halkına direk olarak anlatma olanağı buldu. Türkiye Sosyalist Hareketi ve diğer farklı gruplarla kurulan ittifakın çoğulcu karakteri ve oluşturulan halkçı demokratik program, iktidarın bugüne kadar yurtsever güçlere yönelttiği “bölücü, yıkıcı” suçlamalarını ciddi bir biçimde zayıflattı. Bu durum Türk toplumu üzerinde büyük etkisi olan şoven zihniyeti önemli ölçüde geriletecektir.
- Seçim sürecinde HDP ve ittifak güçleri tümüyle barışçıl ve demokratik bir siyasal mücadele yürütürlerken, AKP iktidarı ve ittifak halindeki diğer iktidar güçleri seçim sürecinde şiddete başvuruyorlar. HDP’ye yönelen saldırılar dışında, AKP iktidarı gerillayı savaşa çekmek için çok tehlikeli provokasyonlar düzenledi. Böylece, kimin gerçekten barış yanlısı kimin savaş taraftarı ve kimin vandal olduğu ortaya çıkmıştır. Bu gelişmeler, iktidarın halk muhalefetine karşı yürüttüğü mücadelenin şiddete dayalı karakterini çarpıcı biçimde deşifre etmiştir. Bu da halk kitleleri için son derece öğretici bir deneyim olmuştur.
- Ortak talepler temelinde birlikte mücadele deneyimi, hem HDP bünyesinde birleşmiş farklı halk grupları arasındaki önyargıların daha da kırılmasına hem de parçaların birleşmesi ile daha güçlü bütünlerin oluştuğunu ve bu bütünlerin de egemen güçlerin istediği gibi at oynatmasını engelleyebileceğini kitlelere pratik olarak göstermektedir.
Bu kazanımlar henüz sonuca götürülmemiş olsalar da, var olan durumu ile bile stratejik kazanımlara olanak sağlayabilecek adımlar olarak kaydetmek gerekir. Ve bu adımlar, eğer mücadele bu kararlılık ve tutarlıkla sürdürülürse, yeni bir sürecin açılmasını sağlayacak derecede değerlidirler.
Bir kez daha HDP’ye yönelen saldırıları lanetliyor ve tüm demokrat ilerici kesimleri HDP ile dayanışmaya çağırıyoruz.