Dersimli devrimci gerilla komutanı, yoldaşımız Kamer Özkan, bundan 20 yıl önce, 30. 09.1993 tarihinde, PKK’nın bir saldırısı sonucu Dersim’in Gömemiş köyünde katledilmişti.
Kamer, çift taraflı çalışan bir akrabasının yardımı ile PKK’liler tarafından pusuya düşürülerek yakalandı. Silahına davranmaya fırsat bulamadı. Esir alınıp, sorgusuz sualsiz katledildi.
1952 yıllında Dersim şehir merkezine bağlı Gewrekê köyünde dünyaya gelen Kamer Özkan, genç yaştan itibaren çeşitle düzeylerde devrimci mücadelenin içinde fiilen yer aldı. İbrahim Kaypakkaya’nın Dersim’deki örgütlenme çalışmalarına katıldı. Daha sonra PKK’yi oluşturan ilk grupla tanıştı ve bir süre onlarla yürüdü. Kısa süre sonra bu grupla yolunu ayırdı. Kuruluşu ile birlikte Têkoşin hareketine katıldı. Zaman zaman bagımsız kalsa da, ölünceye kadar Têkoşin gelenegi içinde yer aldı. Katledildiği dönemlerde de, Têkoşina Sosyalist grubu ile birlikte çalışıyordu ve bu grubun Dersim’de diger bir Kürt örgütü ile birlikte gerille hareketi oluşturma çalşıması vardı. Zaten katledilmesinin en önemli nedeni de bu çalışmalardır. Kendisi dışında başka bir gücün Dersim’de örgütlenmesini istemeyen PKK, Kamer’in gerilla mücadelesindeki yeteneklerini gözönüne alarak, oluşacak bir hareketinin önünü kesmek için Kamer’i katletmiştir.
Bölgeye yönelik bu politikasını önce Kamer Özkan’ı katlederek pratige dönüştüren PKK, daha sonra 4 TDKP gerillasını katletmiş ve ardından TKP-ML’ye yönelik saldırılara girişmiştir. Fakat halkın ve devrimcilerin büyük karşı koyuşu karşısında daha ileri gidememiştir. Dersim Halkı bu cinayetlere ve saldırı politikasına karşı, pek çok ilçede yürüyüşler ve benzeri protestolar düzenleyerek, PKK’ye unutulmaz bir ders vermişti.
Kamer, 70’li yıllardan katledildigi zamana kadar aranır durumdaydı. Kısa süreli şehir yaşamı dışında hemen hemen tüm yaşamı Dersim daglarında geçmişti. Dersim dağları onun evi gibiydi. Kendisini o dağlarda ve halkın arasında daha güvende hisediyordu. Daglarda sadece barınmamış, aynı zamanda sömürgeciliğe karsı girişilen önemli eylemlere de imza atmıştır.
Kamer’in siyasal olarak darlığa düştügü zamanlar olmustur. Bunda 12 Eylül darbesi ile birlikte uzun bir süre adeta yalıtılmış bir biçimde daglarda kalmasının rolü de vardır elbette. Ama, Kamer her zaman başegmez, sammimi ve onurlu bir devrimci-yurtsever olarak kalmıştır.
PKK, Kamer’in katledilmesine gerekçe olarak pek çok yalan ileri sürdü. Bu yalanlar o kadar aşaglıkça ve pervasızcaydı ki, bir işbirlikçinin iki gerillayı kendi silahı ile katledip, halkın içinde „ben öldürdüm“ demesine ragmen, sonradan „hayır bu adam iki gerillayı öldüremez. Bunları öldürmüşse Kamer Özkan öldürmüştür“ diyerek bu olayın sorumlulugunu Kamer’e yıkmaya çalışmışlardır.
Avrupa’da PKK’nin Kamer Özkan’ın katledilmesi ile ilgili ileri sürdügü bir gerekçe de, onun bir „Zaza Kontrası“ örgütledigi şeklinde idi. Kamer, Dersim/Zaza sorununa duyarlı idi ve bu tartışmaları izliyordu. Yaşasaydı büyük bir olasılıkla bugün, yoldaşları gibi Kırmanc-Zaza Hareketi içinde yer alacaktı, ancak Kamer o dönem henüz Kırmanc-Zazaların ayrı bir ulus olduğunu savunmuyordu. Geldigi gelenek itibari ile Kamer, Kürt miliyetçiliginin resmi ideolojisinden rahatlıkla kopuşacak bir yapıdaydı. Kırmanc-Zaza Halkı ile ilgili çalşıma ve araştırmalar geliştikçe Kamer’in tutumu netleşecekti. Kırmanc-Zaza Hareketi’nin Kamer’i de saflarına katarak anayurdunda gelişmesi olasılıgı, PKK’yi korkuttu. Kamer‘in katledilmesinin altında yatan bir gerçeklik de budur.
Kamer Özkan’dan önce de, PKK provaksyonuna ve cinayetlerine karşı direnen Ali Yaylacık, Ahmet Ballı, Mehmet Uzun, M. Salih Eren ve Bozan Aslan gibi yoldaşlarımız da alçakça katledildiler.
Siyasi cinayetler, Türkiye ve Kürdistan Solu‘nun tarihinde kara birer leke olarak durmaktadırlar. Türkiye Solu ve Kürt Ulusal Hareketi, bu kara lekelerle yüzleşmedikçe ve bu tür cinayetleri meşru gören zihniyetle hesaplaşmadıkça düzene alternatif bir güç olamazlar. Düzene alternatif, gerçekten adil, özgürükçü ve eşitlikçi bir karektere sahip olmayan hareketlerin de uzun vade de yasma şansı yoktur.
Kamer Özkan sahsında yitirdiğimiz diğer yoldaşlarımızı ve özgürlük-eşitlik mücadelesinde yitirdiğimiz tüm devrimcileri, bir kez daha saygı ile anıyoruz.
30.10.2013
Dersimzaza.com