Muslim: Kobanê saldırısı büyük bir plandı, Türkiye üzerinden yapıldı
ANF / 19 Temmuz 2015 15:52
PYD Eşbaşkanı Salih Muslim, "25 Haziran Kobanê saldırısı büyük bir plandı ve bu planda politik düzeyde ya da farklı bir düzeyde kesin olarak Türkiye'nin parmağı var. Saldırılar Türkiye üzerinden yapıldı, cephaneler Türkiye üzerinden geçirildi" dedi
BRÜKSEL - ANF - Mednuçe Tv'de yayınlanan Dünyanın Gündemi programına katılan PYD Eşbaşkanı Salih Muslim, Rojava Devrimi'nin üçüncü yıldönümüne ilişkin konuştu. Muslim, "Rojava'da gerçekleştirilen değişimi bir devrim olarak tanımlıyoruz çünkü halkın kendi kendini yönettiği bir model oluşturduk"dedi.
"Bu devrim, Ortadoğu'da en çok ezilenlerin, yani kadınların devrimidir" diyen Muslim, kadının toplumsal rolünün değişimi konusunda Rojava olarak alternatif bir modellerinin olduğunu, bu modelin somut olarak hayata geçirildiğini ve bu modelin daha da öteye taşınması için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Savaşın, etnik çatışmaların hakim olduğu Ortadoğu coğrafyasında demokratik özerklik yoluyla farklı bir yaşam şeklini hayata geçirerek bir değişimin yaratıldığının altını çizen Muslim, bu demokratik modelden rahatsız olanların hedefine Rojava'yı koyduklarına dikkat çekti. DAİŞ çetelerinin özel olarak Rojava'ya saldırmalarının altında da bu gerçeğin yattığını ifade eden Muslim, Rojava'nın Ortadoğu'daki petrol tekelleri, silah tekelleri gibi çıkar çetelerinin de hesaplarını bozan bir model olduğunu belirtti.
‘BU SALDIRI BÜYÜK BİR PLANDI‘
Muslim, 25 Haziran Kobanê saldırısına ilişkin de çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bu saldırıyı "büyük bir plandı" diye tanımladı. Bu planın ayrıntılarının yakında net bir şekilde ortaya çıkartılacağını da dile getiren Muslim, "Şu kesin, bu planın arkasında Türkiye'nin parmağı var. Bu politik olarak da olabilir, farklı şekillerde de olabilir. Ama saldırılar Türkiye üzerinden yapıldı, cephaneler Türkiye üzerinden geçirildi" dedi.
PYD olarak, Türkiye ile görüşmeler yaptıklarını ve bu görüşmelerin Dışişleri Bakanlığı ile yürütüldüğünü söyleyen Muslim, "Dışişleri Bakanı ile bir görüşmemiz olmadı ama olsun istiyoruz" değerlendirmesi yaptı. Muslim, "Biz Suriye'nin sınırlarını değiştirmek istemiyoruz. Komşumuz Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istiyoruz. Bu bizim için önemlidir, çünkü sınırın ötesinde bizim halkımızın akrabaları yaşamaktadır. Kobanê saldırıları sırasında halk, Türkiye'deki kamplara değil akrabalarının yanına gitmişlerdir. Aramızda akrabalıktan doğan haklar vardır. Bu haklar nedeniyle bu sınırın güvenliği herkesten önce bizim sorunumuzdur" dedi.
‘ROJAVA’DAKİ MODELİN OLABİLİRLİĞİNİ DÜNYAYA GÖSTERDİK‘
Rojava yönetiminin şu anda fiilen neredeyse bütün dünya tarafından kabul gördüğünü de söyleyen Muslim, Suriye'de nasıl bir çözüm beklediklerine ilişkin de özetle şunları dile getirdi:
"Biz başından beri şunu söyledik. Esad meselesi Suriye'nin birinci önceliği olmamalıydı. En başta, Esad'a sen 6 ay kenarda dur denilebilirdi. Muhalefet bu noktada birleşebilirdi. Ama İstanbul merkezli Suriye muhalefeti, Türkiye'de AKP'nin kucağına oturdu. Türkiye'nin kucağına oturmayan tek muhalif grup biziz. Türkiye, ısrarla Esad meselesini birinci sıraya koydurdu ve muhalefet anlaşamadı. Anlaşma o zaman olsaydı, Suriye'de savaş bu noktaya gelmezdi. Biz demokratik bir Suriye modeli istedik, başından beri de bunu söyledik. Ama diktatörlük yanlıları bunu engelledi ve Esad şartını masaya koydu. Dolayısıyla muhalefetin birliği sağlanamadı, dağıldı. Demokratik Suriye modelimiz kabul görseydi bugüne dek Suriye devriminde önemli bir yol alınırdı. İşte biz Rojava'da bunun olabileceğinin örneğini somut olarak ortaya koyduk. Halkları bir arada barış içinde yaşadığı modelin olabilirliğini dünyaya gösterdik."
Muslim, DAİŞ'le mücadele konusunda da şunları söyledi: "Biz barışçı bir yaşam önerirken kendimizi savaşın içinde bulduk. Demokratik, özerk, birlikte yaşam modelimize saldırıldı. Bizim savaştan, bu yaşam tarzımıza yönelen saldırıya karşı canla, başla, inançla mücadele etmekten başka şansımız yoktu. DAİŞ'e karşı mücadele nedeniyle ABD ve diğer güçlerle aynı çizgide buluştuk. Bu, bizim kendi yaşam tarzımızdan, modelimizden bir taviz anlamına gelmez. DAİŞ, yani en gerici zihniyet, bugün en gelişmiş silahlarla savaşıyor, en ileri teknolojiyi, interneti kullanıyor. Biz bunların hangi güçler tarafından sağlandığının da bilincindeyiz."