Dersim OHAL’e Karşı İsyanda
Dersim/Hozat’ta devletin köylüleri tehdit ederek zorla köylerini boşaltma dayatmalarına karşı çıkan köylüler ve Hozat halkı yaptığı eylemle saldırıları ve tehditleri protesto etti
Halkın Günlüğü / Dersim-Hozat(05.08.2015) Dersim’de 2 Ağustos tarihinde valilik tarafından yapılan açıklamayla yasaklı ilan edilen 14 bölge için Dersim halkı sokaklara çıktı. Yasaklı bölgelerden olan Hozat ilçesi Zankirek(Karaçavuş) Köyü Esenevler Mezrasında oturan köylülerin Amutka(Yenibaş) Karakoluna çağrılarak köyü boşaltma tehditlerine karşı dün öğlen saatlerinde Hozat’ta Hükümet konağı önünde basın açıklaması yapıldı.
Saat 14.00’da Remar Market önünde toplanan kitle buradan ‘’Faşizme karşı omuz omuza, doğama suyuma, inancıma dokunma, Dersim faşizme mezar olacak’’sloganlarıyla hükümet konağı önü yürüdü. Hükümet konağı önünde tehdit edilen, sürgüne tabi tutulan köyler basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasının ardından Hozat meydanına yürüyüş gerçekleştiren kitle, burada yapılan oturma eyleminin ardından eylem sonlandırıldı.
Aileler adına yapılan açıklamayı öneminden dolayı olduğu gibi yayınlıyoruz.
‘’Hozat İlçesi sınırlarında bulunan Kinzir Ormanları (Doğuda Karaçavuş Mahallesi, batıda Gürgürbaba Tepe, kuzeyde Bilkan Mahallesi ve Esenler Mahallesi, güneyde Bayram Mahallesi ve Kızılziyaret Tepe arasında kalan alan Tunceli valiliği tarafından 04.08.2015/19.08.2015 tarihleri arasında güvenlikli alan olarak ilan edilmiştir. Kararın gerekçesinde son zamanlarda yaşanan terör olaylarını bahane ederek “ilimizin sosyal ve ekonomik gelişmesini de olumsuz etkilemeye başlamıştır. Bu eylemler neticesinde vatandaşlarımız, ekonomik, sosyal faaliyetlerini yürütme ve seyahat etme haklarını kullanmaktan mahrum kalmıştır. Günlük hayatları olumsuz etkilenen vatandaşlarımız büyük mağduriyet yaşamaktadırlar” denilmiştir.
Bu karar kapsamında Yenibaş karakolu karaçavuş mezrasında ikamet eden köylülere 04.08.2015 tarihinde saat 17’e kadar köyü boşaltın aksi takdirde yaşanacak herhangi bir çatışma durumunda can güvenliğinizi sağlayamayız herhangi bir sorumluluk kabul etmeyiz diyerek köyün boşaltılmasını istemişlerdir. Köylüler bu dayatma karşısında gidecek bir yerlerinin olmadığını, bulundukları yerin ikamet ettikleri yer olduğunu, ekinlerinin hasat zamanında olduğunu ve her hanenin 300-400 tane küçükbaş hayvan beslediğini belirterek köyü boşaltmayacaklarını belirtip tutulan tutanağı imzalamak zorunda kalmışlardır. Köylünün can güvenliğinin olmadığını akşam 17’den sonra giriş çıkışın olmayacağını ve bu durumun iki hafta boyunca devam edeceğini belirten karakol görevlilerine karşı köylülerin cevabı köylerini terketmeyecekleri yönünde olmuştur.
Valiliğin kararı karşısında ilgili mercilere köylülerin yakınlarının yaptığı başvurular sonucunda tüm merciler aynı cevabı vermiştir. Ağız birliği yapılmışçasına yaşanacaklardan sorumlu olmayacaklarını, can kaybı olursa sorumluluk kabul etmediklerini belirtmişlerdir. Karaçavuş ve belirtilen diğer bölgelerde herhangi bir can kaybı olursa bunun sorumlusu ne
kadar kabul etmesellerde Devlettir,Hozat kaymakamlığıdır, Tunceli valiliğidir,Yenibaş karakoludur.
Valilik kararında sosyal ve ekonomik gelişmelerin olumsuz etkilenmesinden söz etmektedir. Ancak köylerin boşaltılması insanların zorunlu göçe tabi tutulması bu insanların ekonomik olarak sosyal olarak mağduriyet yaşamasını beraberinde getiriyor. Köylülere bu 15 günlük süre içinde ikamet edecekleri bir yer gösterilmemiş, hayvanların barınması ve hayvancılık faaliyetinin devam etmesini sağlayacak bir mera yeri gösterilmemiştir. Hasat zamanındaki ekinleri ile ilgili yaşayacakları mağduriyetin nasıl giderileceğine dair bir garanti verilmemiştir. Köylerini boşalttıktan sonra civardaki ormanların yanması, evlerinin olası bir çatışmada yıkılmayacağının garantisi yoktur.
Yine kararda belirtildiği gibi seyahat etme hakkını kullanmaktan mahrum bırakılmak gerekçe gösteriliyor ancak karar yürürlüğe girene kadar rahatça gidip geldiğimiz köyümüze bugün güvenlik bahanesiyle giriş-çıkış yapamıyoruz.
Şuana kadar yapmış olduğumuz görüşmelerde söylenen sözler hep aynıdır. Güvenlikli bölgeden bahsedilmektedir. Ancak nasıl bir güvenlik bölgesiyse doğu-batı yönlerinde iki ayrı karakol bulunmasına ve bu o bölgenin her iki karakoldan da net bir şekilde görünmesine rağmen oradaki insanların can güvenliği konusunda karakol, kaymakamlık, valilik, devlet garanti verememektedir. Bunun yanında insanlar herhangi bir çatışmada ölürse sorumluluk almaktan kaçmak için insanlara tutanak imzalamayı dayatmaktadır. Ve bu bölgenin adı güvenlikli bölgedir. Ordaki herhangi birinin başına gelecek bir durumdan dolayı hesap verecek olan DEVLETTİR.
Yasak ilan edilen bölgede şuan ikamet eden 30 a yakın köylü kaldığını ve bunların isimlerini basına yansıtacağımızı belirtiriz. Ayrıca yasak edilen bölgede kalan insanlarla iletişim kurulmasını sağlayacak hiçbir iletişim aracı bulunmamaktadır’’.
-----------------------------------