Eşbaşkanlara onur kırıcı muammele
DİHA / 25 Ağustos 2015
AKP'nin devreye soktuğu yeni savaş konsepti kapsamında tutuklanan belediye eşbaşkanlarına onur kırıcı muamelede bulunulduğu ortaya çıktı.
ANKARA /DİHA - İki gün boyunca plakasız araçlarla Amed'den (Diyarbakır) kaçırılan, önce Kırıkkale'ye oradan Ankara'ya getirilen DBP'li kadın eşbaşkanlar, getirildikleri Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'nde "ince arama" adı altında "zorla çıplak arama" işkencesine maruz kaldı. Ayrıca yol boyunca eşbaşkanlara sözlü tacizde bulunan özel harekat timlerinin sürekli kendilerine silah doğrultarak, "Hadi özsavunmanızı alın" şeklinde tehditler savurduğu belirtildi.
AKP'nin devreye soktuğu savaş konsepti kapsamında Kürt siyasetine ve seçilmişlerine karşı başlatılan siyasi soykırım operasyonları sonucu tutuklanan Diyarbakır'ın Sur Belediye Eşbaşkanı Fatma Şık Barut, Silvan Belediye Eşbaşkanı Yüksel Bodakçı ve Kadın Akademisi çalışanı Güneş Ölmez, tutuklanma kararı verildikten sonra Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Eşbaşkanların tutuklandıktan sonra özel harekat polislerine ait plakasız araçlarla Diyarbakır'dan çıkarıldı. Nereye götürüldükleri hakkında herhangi bir şekilde bilgilendirilmeyen eşbaşkanların önce Kırıkkale'ye oradan Ankara'ya getirildikleri öğrenildi. Ayrıca eşbaşkanlarının yolda özel harekat polislerinin tacizlerine ve tehditlerine maruz kaldıkları öğrenildi. Ayrıca eşbaşkanlar getirildikleri Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'ne getirildiklerinde de zorla onur kırıcı bir şekilde çıplak aramaya maruz kaldıkları belirtildi.
Sur Belediye Eşbaşkanı Fatma Şık Barut ile konuşan halası Seyran Şık Karabulut, eşbaşkanların yaşadıklarını kendisine anlattıklarını DİHA ile paylaştı. Karabulut, 4 gün boyunca gözaltında tutulan eşbaşkanların hücrelere atıldığını ve yer problemi yaşadığını belirterek, daha sonra formaliteden bir mahkeme sürecinin yapıldığına işaret etti.
Amed'den kaçırıldılar
Savcılığın eşbaşkanları apar topar mahkemeye çıkardığını, orada "Kısa kesin" diyerek hiçbir şekilde ifade vermelerine müsaade edilmediği bilgisini paylaşan Karabulut, tutuklama kararından hemen sonra eşbaşkanların özel harekat polisleri tarafından özel ve plakasız araçlara bindirilerek adeta Amed'den kaçırıldığını söyledi. Karabulut, eşbaşkanların "Bizi nereye götürüyorsunuz" sorusu üzerine sürgün edildiklerini öğrendiklerini ve kendilerini Kırıkkale'ye götüreceklerini anladıklarını söyledi.
'Bizi infaz edebilirlerdi'
Kırıkkale'de de Kadın Cezaevi'nin olmadığı bilgisini paylaşan Karabulut, yol boyunca özel harekat polislerinin eşbaşkanlara tehditvari söylem ve yaklaşımlarda bulunduğunu söyledi. Özel harekat polislerinin sürekli kışkırtıcı bir dil ile "Hadi özsavunmanızı yapın" diyerek, eşbaşkanları tehdit ettiklerini, yol boyunca ellerinin tetikte olduğunu ve eşbaşkanların üzerine silah doğrultarak kendileri ile konuştuklarını belirten Karabulut, eşbaşkanların 'Biz onlara cevap verseydik, bizi infaz edebilirlerdi' dediğini aktardı. Karabulut, eşbaşkanların 2 gün boyunca yolda gezdirildiğini daha sonra ise Kırıkkale'ye götürüldüğünü oradan ise Ankara Sincan Cezaevi'ne getirildiğini söyledi. Karabulut, Ankara cezaevine getirildikten sonra ailelere haber verildiğini belirtti.
Onur kırıcı uygulama
Karabulut, eşbaşkanların cezaevine götürüldüklerinde ise girişte çıplak arama denilen tacize maruz kaldıklarını belirtti. Bu durumun ne ahlaki nede hukuksal bir boyutu olduğunu ifade eden Karabulut, sadece taciz ve kadın vücudunu teşhir eden bir yaklaşımın olduğunu kaydetti. Ayrıca ince arama yönteminin 2 yıl önce Sincan Cezaevi Müdürü tarafından kaldırıldığını ancak bunun eşbaşkanların getirilmesiyle yeniden devreye sokulduğunu ve bunun eş başkanlara yönelik özel bir uygulama olduğunu söyledi.
Ayrıca Diyarbakır Cezaevinde yer olmasına rağmen eşbaşkanların Ankara'ya sürgün edilmesini kabul edilmeyeceğini ifade eden Karabulut, iki eşbaşkanının küçük yaşta çocukları olduğunu, bu sürgün ile çocuklara işkence yapılmak istendiğini ifade etti. 90'lı yılları aşan uygulamaların yapıldığına işaret eden Karabulut, bununda artık aileler tarafından kabul edilmediğini, yakınlarının Diyarbakır D Tipi Cezaevi'ne gönderilmesi için itirazda bulunacaklarını duyurdu.
Karabulut, ayrıca her mahkeme döneminde Amed'de götürülüp getirilmek zorunda kalacak olan eşbaşkanlar için Ankara'ya gönderilmelerinin işkence olduğunun altını çizdi.