HDP, YSK'ya 1 Kasım Seçimleri iptali için başvuru yaptı
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, seçimlerin iptaline ilişkin Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) başvuru yaptıklarını açıkladı. Beştaş, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Seçimden sonra birçok ilde itirazlarda bulunduklarını ifade eden Beştaş, itirazlarının reddedildiğini söyledi Olağanüstü başvurunun dün son günü olduğunu belirten Beştaş, adil seçim olmadığı için iptali için başvurduklarını ifade etti. Toplantıda basına itiraz gerekçelerini yarıntılı olarak anlatan 19 sayfalık bir rapor dağıtıldı.
siyasihaber.org / 16. 11. 2015
HDP'nin 1 Kasım seçimlerinin iptaline ilişkin gerekçeleri özetle şöyle:
Seçimin tarafı olmayan Cumhurbaşkanı ve Seçim Hükümeti eliyle partimizin aleyhine bir kampanya yürütülmüş, bu amaçla kamu kaynakları sınırsızca kullanılmış, basın yayın organları ancak darbe dönemlerinde görülebilecek biçimde zapturapt altına alınmış, seçmenler korkutulup yıldırılarak seçimlere gitmesi engellenmiş, bunun yanında partimize yönelik yüzlerce saldırı nedeniyle partimiz miting ve propaganda yapamaz hale getirilmek istenmiştir. Özetle 1 Kasım 2015 günü gerçekleştirilen 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri dürüstlük ilkelerine aykırı gerçekleşmiş, Cumhurbaşkanı ve Seçim Hükümeti büyük bir seçim yolsuzluğuna imza atmıştır. Ayrıca Hükümete/İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyetlerini yürüten vali, kaymakam, jandarma komutanları ile emniyet müdürleri il ve ilçe seçim kurullarını yanlış bilgilerle yönlendirmeye ve etki altına almaya çalışmış, sandıkların birleştirilmesi için bir dizi girişimde bulunmuştur. Ancak Yüksek Seçim Kurulu bu girişime geçit vermemiştir.
Partimiz, bu gerekçelerle 1 Kasım 2015 günü gerçekleştirilen 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin “serbestlik” ve “eşitlik” ilkelerine aykırı gerçekleştiğine, dolayısıyla meşru olmadığına, Cumhurbaşkanı ve Seçim Hükümetinin büyük bir seçim yolsuzluğuna imza attığına inanmaktadır. Partimiz bu kapsamda ve tarihe not düşülmesi amacıyla Yüksek Seçim Kurulu’na başvurmaya ve seçimin iptalini istemeye karar vermiştir.
Cumhurbaşkanı ve Seçim Hükümetinin dürüstlük ilkelerine aykırı davranışları ile bu kapsamda yaptıkları yolsuzluk dört başlık altına yüksek kurulun takdirine sunulacaktır. Bunlar;
- Basın yayın organlarının zapturapt altına alınması ve yayın ihlalleri,
- Cumhurbaşkanının tarafsızlık ilkesine aykırı davranışları ile dürüstlük ilkesinin ihlali,
- Partimize yönelik saldırılar ve şiddet eylemleri,
- Partimizin yüksek oy aldığı yerleşim yerlerinde seçmenlerin korkutularak oy kullanmalarının engellenmesidir.
Partimize yönelik gerçekleşen bu saldırılarda yargı erkinin ve kolluk birimlerinin saldırganları teşvik edici rol üstlendikleri hususu da gözlerden kaçmamalıdır. Zira HDP il ve ilçe binalarına yönelik saldırılarda olaylar çoğu kez kolluk gözetiminde gerçekleşmiş, söz konusu olayların hiçbirisinde saldırganlara ilişkin gözaltı yahut tutuklama söz konusu olmamıştır. Hatta birçok olayda saldırıya uğrayan HDP mensupları kolluk görevlilerinin hedefinde olurken, mağdurlardan olaylara ilişkin şikâyet başvurularını geri çekmeleri bizzat kolluk görevlilerince istenmiştir. Yukarda saydığımız saldırılar neticesinde sadece HDP Genel Merkez Binasını kundaklayan saldırganlardan bir tanesi tutuklanmış olup o da olaydan 47 gün sonra görülen davanın ilk duruşmasında tahliye olmuştur. HDP Genel Merkezi’ne yönelik bu saldırı öncesinde binayı korumakla mükellef kolluk görevlileri olayı hiçbir şekilde engellemez iken olaylar esnasında ulaşılan Ankara Valisi ve Emniyet görevlileri de genel merkez binasının yakılmasını önleyici bir tutum sergilememişler, açıkça binanın yakılmasına seyirci kalmışlardır.
Belirttiğimiz örneklerde de görüldüğü üzere, HDP binaları ile mensup ve sempatizanlarına yönelik gerçekleşen saldırılara ilişkin uygulanan cezasızlık politikası neticesinde tüm bu saldırılar meşruiyet kazanmıştır. HDP’ye yönelik saldırılarda kolluk ve mülki amirlikler gerekli ve yeterli tedbirleri almayarak saldırılara zemin hazırlar iken yargı mekanizması da ikili hukuk uygulayarak suç teşkil eden bu olayları cezasızlıkla neticelendirmekte ve saldırılara meşruiyet kazandırmaktadır. Cumhurbaşkanına hakaret suçundan ötürü milletvekili adayımızı tutuklayan yargı erki kişileri hedef alarak gerçekleştirilen kundaklama eylemlerini, linç girişimlerini cezasız bırakabilmektedir. Partimiz maruz kaldığı tüm hukuksuzlukları yargı önünde taşımış, ancak her kezinde daha sorgulama aşamasında savcılığın takipsizlik kararları ile neticelenmiştir. Nitekim Partimize yönelik gerçekleşen yüzlerce saldırının temelinde uygulanan ikili hukuk sistemi söz konusudur.
26 İlde Seçime Katılım Oranı azalmıştır. Seçime katılım oranı azalan illerden Şırnak hariç tamamında HDP’nin oy oranı da azalmıştır. Katılım oranı düşen 26 ilde HDP’nin 7 Haziran oy oranı % 45’tir. 1 Kasımda ise bu oran %30’a düşmüştür. 26 ilde bir önceki seçime göre sandığa gidemeyen toplam seçmen sayısı 153.135’tir. Kırsal alanlarda ve ilçelerde sandığa gidemeyen seçmen sayısı kent merkezlerine göre çok daha fazla olmuştur. Özellikle HDP oy oranının %80 ve üzeri olduğu ilçelerde seçmenlerin önemli bir kısmı sandığa gidememiş ve seçme hakkını kullanamamıştır.
Seçime Katılım Oranının % 1’in üzerinde olduğu 15 ilde HDP’nin 7 Haziran oy oranı ortalaması % 69’dur. Bu oran 1 Kasım’da % 62’ye düşmüştür. Türkiye’de seçime katılım oranının en fazla azaldığı illerde HDP’nin oy oranı da aynı şekilde azalmıştır. Aşağıda listede sunulan ilk 15 ilde sandığa gidemeyen ve seçme hakkını kullanamayan HDP’li seçmen sayısı 200 binin üzerinde tespit edilmiştir.
HDP ağırlıklı örgütünün bulunmadığı seçim çevrelerinde sandık başında görevli de bulunduramamıştır. Bu bölgelerde görev almak isteyen müşahitlerimiz de bir biçimde korkutulup, sindirilmiştir. 7 Haziran seçiminde HDP 23.912 sandıktan hiç oy alamamışken bu sayı 1 Kasım seçiminde 35.183’e çıkmıştır. 7 Haziran seçimlerinde % 13’ün üzerinde, 1 Kasım seçimlerinde ise % 11’e yakın oy alan bir partinin her 5 sandıktan birinde hiç oy alamaması eşyanın doğasına aykırıdır. Bu durum, grevlilerimizin olmadığı bu sandıklarda partimize verilen oyların bir biçimde başka partilere yazıldığını düşündürmektedir. Üzülerek belirtmek isteriz ki, kuşkuların giderilmesi, bu amaçla her sandık çevresi/alanına kamera yerleştirilmesi isteğimiz de YSK tarafından reddedilmiştir.
Seçim günü yaşanan başkaca hukuksuz durum ise seçmen kayıtlarının silinmiş olmasıdır. Vatandaşlar, ikametgahlarını değiştirmemelerine, hatta 7 Haziran 2015 günü gerçekleşen seçimlerde mevcut ikametgahlarına göre belirlenen yerlerde oylarını kullanabilmiş olmalarına rağmen seçim günü hiçbir sandığa kayıtlı olmadıklarını görmüş ve bundan ötürü oy kullanamamışlardır. Bir çok seçmen, seçim öncesi YSK’ya ait sorgulama sayfasından oy kullanacağı sandık bilgilerini kontrol etmiş olmasına rağmen seçim günü hiçbir şekilde seçmen kayıtlarının olmadığı bilgisi ile karşı karşıya kalmıştır. Seçmen kayıtları silinen seçmen sayısı yüzbinlerle ifade edilmekte olup bu konuda araştırmalarımız ise halihazırda devam etmektedir.
Seçim günü yaşanan bir diğer usulsüzlük de boş tutanakların sandık kurulu başkanları tarafından sabahın erken saatlerinde oy kullanma işleminin yeni başladığı sıralarda sandık görevlilerine imzalatılmış olmasıdır. Oy kullanma işlemi bitmezden önce, henüz doldurulmamış olan boş tutanakların sandık görevlilerine imzalattırılmış olması neticesinde sandık kurulu başkanları tutanakları kendi inisiyatiflerine göre doldurabilme olanağı kazanmışlar ve bu doğrultuda hareket etmişlerdir. Nitekim birçok sandıkta oylar, sandık kurulu başkanının tutanakları doldurduğu biçimi ile sayılmış olup bu nedenle boş olarak imzalattırılan tutanaklar gerçeği yansıtmamaktadır.
Partimiz, yukarıda başlıkları açıklanan gerekçelerle 1 Kasım 2015 günü gerçekleştirilen 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin “serbestlik” ve “eşitlik” ilkelerine aykırı gerçekleştiğine, dolayısıyla meşru olmadığına, Cumhurbaşkanı ve Seçim Hükümetinin büyük bir seçim yolsuzluğuna imza attığına inanmaktadır.
298 sayılı Yasanın 2 nci maddesine aykırı olarak gerçekleşen 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinin, aynı Yasanın 130 uncu maddesi uyarınca yaptığımız bu olağanüstü başvuru üzerine Yüksek Seçim Kurulunca iptaline karar verilmesini dileriz.