Demirtaş: Direniş zaferle sonuçlanacak; Kürtler siyasi irade olacak
Demirtaş, "Barikat ve hendek öz yönetim istendiği için değil, Ankara'da katliam kararlarına karşı yapıldı. Yoksa öz yönetim yeni bir talep değildir. Yüz yıllardır halkların istediği ve var olan bir taleptir" dedi.
26 Aralık 2015 Cumartesi 12:01
AMED - ANF
Demirtaş, DTK kongresindeki konuşmasında öz yönetime sahip çıkarak, "Bu dönemde dik duran direnenlere, bizi mahçup etmeyen bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi. Demirtaş, "Bu direniş zaferle sonuçlanacak, herkes halkın iradesine saygı duyacak. Kürtler artık kendi coğrafyasında siyasi irade olacaktır" diyerek, dayanışma çağrısı yaptı.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DTK Olağanüstü Genel Kurulu'nda konuştu.
Demirtaş, öz yönetim hakkını kabul ederek, tüm halklar için meşru bir talep olarak gördüklerini söyledi. Seçim beyannamesinde de öz yönetimin önemli bir parça oluşturduğunu belirten Demirtaş, "Barikat ve hendek sonucunda özyönetim talebi oluştu" tartışmalarının yanlış olduğunu vurguladı. Demirtaş, "Barikat ve hendek öz yönetim istendiği için değil, Ankara'da katliam kararlarına karşı yapıldı. Yoksa öz yönetim yeni bir talep değildir. Yüz yıllardır halkların istediği ve var olan bir taleptir" dedi.
'YOK ETMEYE KARŞI HENDEK VE BARİKAT ÇOK MU?'
Demirtaş, konuşmasında şu hususlara dikkat çekti:
"Ne yaşacağınıza bir kişinin karar vermesine herkes isyan eder, kimse kabul etmez. Köleler bunlara isyan etmiştir. Bir kişi bile bunu kabul etmezse Ortadoğu'nun en kadim halkı bunu nasıl kabul edecek? Bir tek genç bile bunu kabul etmez. Kürtçe Ortadoğu'da en çok kullanılan dillerden biri. Tek bir birey bile başkasının kendini yönetmesine izin vermezken böyle bir halk niye kabul etsin? Bugün yaşadığımız bu tarihsel kırılmanın sonuçlarıdır.
Özyönetim insanın onuruyla ilgili bir konudur. Köle gibi mi, yoksa insan onuruyla mı yaşayacaksınız? Öz yönetim küçümsenemez, katliama karşı hendekteki, barikattaki duruş ve kavrayıştır. Bunu aklından bile geçirenleri yok edeceğim, diyenlere hendek, barikat çok değil. Ne yapacaklardı peki? Siyasetle çözelim desinler amenna. Masaya öz yönetimin özünü bile getirmedirler. Zurnanın zırt dediği yerde dile getirdik. Dolmabahçe'de bunu dile getirdik işte orada kıyamet koptu. Dolmabahçe Sayın Öcalan, iğneyle kuyu kazar gibi sabırla o aşamaya getirdi. 16 yıldır küçük bir radyosu ve 3 kitabıyla bütün Ortadoğu dengelerini sizden iyi okuyan ve bunun alt yapısını, direnişini oluşturan bir lider karşısında hepiniz küçüldünüz. Bunların hepsini kendisi İmralı'da söyledi. Bunları gidin Ankara'da iyi anlatın diye heyetlerimize altını çize çize söylemiştir. Tarihi bir müzakere yapıyoruz bunu anlatın demiştir.
'KUR'AN'I TARTIŞIYORLAR, DARBECİ GENERALİN KİTABINI TARTIŞAMIYORLAR!'
Bir kez daha tarih tekerrür etsin istemiyoruz, Türkiye halklarıyla tarihimizi belirlemek istiyoruz. Diğer halkların da eşitliğini esas alacak bir çözüm geliştirelim demişti. Bugün hendekleri küçümseyenler, 30'dan fazla İmralı'da ziyaretimiz oldu. 2.5 yıl bizim yapmadığımız şey kalmadı. Ne oldu sonunda; bizi barajın altında bırakmak için ellerinden ne geldiyse yaptılar. Bombalar, katliamlar, tutuklamalar yaptılar. Siyasetçilerimizi yok saydılar, hor gördüler. Buna rağmen o zor koşullarda AKP'yi iktidardan düşürmeyi başardık.
Ankara'da görüşmeye açık bir hükümet var da biz bunu değerlendirmiyoruz, hendek kazdık sanıyorlar. Yok böyle bir şey. Yaşanan ölümlerden, kentlerin tarihinin yok olmasından en fazla biz sorumluyuz siyasetçiler olarak. Biz bunlardan memnun muyuz? Bizim eksikliğimiz, mahcubiyetimiz Ankara'ya karşı değil halkımıza, direnenlere karşıdır. Varsa eksikliğimiz onlara karşıdır.
Türkiye'de yönetim modeli tartışmak günah mıdır ya? Kuran'ı Kerim'i tartıştırıyorlar ama darbeci bir generalin kitabını tartışamıyorsunuz. Modelle ilgili herkesin bir fikri olabilir, onlar da Başkanlık diyorlar, ama bize 'Asla özerkliği biz tartıştırmayız' diyorlar. Kürtlerle ilgili Kürtler dışında herkes söz söyleme hakkına sahip, bir tek biz konuşamıyoruz. Biz konuşmak istediğimizde hayır sizi pişman ederiz diyorlar. Herkes Kürt halkının statüsünü konuşabiliyor ama halkın kendisini konuşamıyor.
'HALKIN İTTİFAKI SİLAHTAN GÜÇLÜDÜR'
Kürt gençleri bu bilinçle bu yaşananlarla yola çıkıyorlar. Zerrece Ankara'da konuşma umudu kalmadığı için, masayı devirip yerine tank koyduğu için isyan ediyor insanlar. Madem hasta ameliyat masasına yatırıldı, defalarca denedik ilaç verdik olmadı. Bu direniş zaferle sonuçlanacak, herkes halkın iradesine saygı duyacak. Bizler çocuklarımıza sorun bırakma utancını bırakmak istemiyoruz. 10 yıl 50 yıl sonra analarımız hala cenaze alıyorsa o çocuklar bize lanet okursa haklıdırlar. Gün bugündür. Devletin tankları, topları, orduları var doğru bizim kararlılığımız, haklılığımız, meşruiyetimiz var. Halkın ittifakı, iradesi silahtan daha güçlüdür. Bu kağıttan kaplanların ucuz kahramanlıklarını sonu gelmiştir.
'KÜRTLER ARTIK SİYASİ İRADE OLACAK'
Zor, güç, silah zeminine dayanıyorlar. İki temel konu var. Kürtlerin statüsü ve Türkiye'nin idari yönetimiyle ilgilidir. Bu ikisi özerklikle ilgilidir. Nasıl bir yönetim inşa edebiliriz bunları hatırlatmak ve dünyaya hatırlatmak için bu toplantı çok önemli olacaktır. Kürtler artık kendi coğrafyasında siyasi irade olacaktır. Kürdistan Ortadoğu'nun orta yerinde bir güneş gibi ışıldıyorsa dostlarımız, et ve tırnağız diyenler bundan mutluluk duymamalı. Güç verilmeli, omuz omuza olunmalı. Gelecek yüzyılda Kürdistan statüsü olacak. Belki federal devletleri, belki bağımsız devletleri olacak.
'BAŞKA YOL YOK!'
Bedeli ağır olacak diye onurumuzu mu yitireceği! Bazılarının mezar taşı, cenazesi yok. Neyse bedeli biz ödemek için göze alacağız. Bundan başka yol yok, olsa biz ona her zaman açığız. Çok ciddi girişimlerde bulunduk, diyalog için ama reddedildi, çünkü infaz kararı verilmişti. Ortadoğu dengeleri içinde Kürt gücünün doğmasını istemiyorlar.
'DİK DURANLARA TEŞEKKÜR EDİYORUZ'
Bölge yönetimleri nedir? Kent yönetimleri nedir? Sağlık, eğitim, hayvancılık nedir? Bunlar başlık başlık netleştireceğiz. Bütün Türkiye için önereceğiz. Bölgesel dar bir özerkliği mi tartışalım buna da varım. Demokratik bölgeler oluştuktan sonra seçimler olsun kim kazanacaksa o yönetsin. Cizre'de MHP kazanırsa saygı duyarız. Biz de kazandığımızda onlar saygı göstersin. Diktatörlük mü, tek adam mı özyönetim mi? Bunun kararını biz verdik. Batıda buna katılmalı ve bunun kararını vermeli. Bu dönemde dik duran direnenlere, bizi mahçup etmeyen bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Şehitlerimize bir kez daha vefa borcumuz olsun diyoruz."