Tehditler yıldırmadı: ‘Barış İçin Akademisyenler’e destek 2 bin imzayı aştı
Güneydoğu illerindeki operasyonların son bulmasını talep ettikleri için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘aydın müsveddeleri’ diye nitelediği ‘Barış İçin Akademisyenler’ grubuna destek 2 bin imzayı aştı.
‘İmzalarımızın arkasındayız’
‘Bu suça ortak olmayacağız’ denilen bildiriyi imzalayan 1100’ü aşkın akademisyen hakkında, Erdoğan, “Bu devletin ekmeğini yiyip bu devlete ihanet edenlerin cezalandırılması gerekir” demiş, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) da bildirinin ‘teröre destek verdiği’ni ileri sürerek ‘gereğinin yapılacağı’nı duyurmuştu. Bu açıklamaların ardından birçok üniversitede, akademisyenlere karşı ‘cadı avı’ başlatıldı.
Son olarak, yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Ergenekon sanığı Sedat Peker akademisyenleri “Oluk oluk kan akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız” diye tehdit etti.
Öte yandan Barış İçin Akademisyenler bu tehditlere karşı imzalarını geri çekecek gibi görünmüyor. Grup, dün gece hack’lenen sitelerindeki son açıklamayla, ‘Bu Suça Ortak Olmuyoruz’ isimli metnin arkasında olduklarını yineleyip bildiriye destek veren akademisyen sayısının 2 bini aştığını duyurdu.
Bir kez daha güneydoğu ilçelerindeki ‘abluka’ların kaldırılmasının talep edildiği metinde, devlete çözüm sürecinde müzakere masasına dönülmesi çağrısı yapıldı.
Barış İçin Akademisyenler’in yeni bildirisinin tam metni şöyle:
“Basına ve Kamuoyuna
Öncelikle şunu belirtmek isteriz. “Bu Suça Ortak Olmuyoruz” isimli metnin imzacıları olarak imzalarımızın arkasındayız. Bize yöneltilen tüm hakaretler ve tehditlerle ilgili hukuki süreç başlatacağımızı bildiririz. Bu hakaretler ve tehditlere rağmen bize desteğini sunan öğrencilerimize, Eğitim-SEN, ÇHD, TODAP, Barış Bloğu, Barış İçin Edebiyatçılar ve diğer tüm kurum, kuruluş ve bireylere teşekkür ederiz.
Türkiye’nin dört bir yanında bu metne imza vermiş tüm akademisyenler ve araştırmacıların arkasında ve yanındayız. Metnimize gelen imzacı sayısı şu an itibarıyla 2000’i aşmış bulunmakta ve her saat artmaktadır. Aynı zamanda uluslararası alanda da fikir özgürlüğümüzü savunmak ve garantiye almak için akademik kurum ve kuruluşlarla dayanışmamızı sürdürüyoruz.
Ne yazık ki bu geçen sürede Türkiye’de abluka, yerinden etme, baskı, sivil, asker ve polis ölümleri sürmektedir. Bir kez daha devleti bir an evvel müzakereleri başlatmaya davet ediyoruz. Bölgeye bağımsız gözlemcilerin girmesi, işlenen suçların faillerinin ortaya çıkması ve yargılanması ve barış taleplerimizi yineliyoruz. Tüm Türkiye’yi fikir ve muhalefet özgürlüğü, hakikat ve barış hakkı çevresinde kilitlenmeye çağırıyoruz.”