İşte Saray’ın kiralık katilleri
Cizîr, Sûr, Nisêbîn gibi yerlerde katliam yapan çetelerin bozuk Türkçeyle konuşmasının sırrı anlaşıldı. Ehrar El Şam eski çete emiri M.E.Z, MİT tarafından DAİŞ, Nusra ve diğer barbar çetelerden seçilen 750 katilin Til Rifat’ta eğitildikten sonra özyönetim ilçelerine katliama gönderildiğini itiraf etti
Erdoğan ALTAN / 18 Şubat 2016
Cerablûs / Diha - El Nusra ve Ehrar El Şam tarafından işgal gedilen bölgelerin özgürleştirilmesinden duyduğu rahatsızlığı Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) özgürleştirdiği alanları bombalayarak gösteren Türkiye’nin, MİT eliyle Til Rifat’ta 6 ay önce 12 çete örgütünden 750 kişilik bir özel ekip oluşturduğu ve bu ekibi Kuzey Kürdistan’daki özyönetim direnişlerini bastırmak üzere Türkiye’ye geçirdiği iddia edildi.
MİT oluşturdu
Söz konusu birime dair bilgi veren Ehrar El Şam eski emirlerinden M.E.Z., yaklaşık 5 ay önce bağlı olduğu örgütten ayrıldığını, şu anda Cerablûs’ta yaşadığını belirterek, yaklaşık 6 ay önce Türkiye’den gizli ve önemli bir heyetin Til Rifat bölgesine geldiğini söyledi. Kendisinin de o dönem Til Rifat bölgesindeki bir Ehrar El Şam biriminin emiri olarak görev yaptığını dile getiren M.E.Z., MİT heyetinden bir gün sonra bazılarını sima olarak tanıdığı diğer bazı grupların temsilcilerinin geldiğini aktardı. Yapılan uzun bir toplantının ardından Türkiye’den gelen heyetin Karkamış Sınır Kapısı’ndan geri döndüğünü söyleyen M.E.Z., toplantı sonucunda DAİŞ, El Nusra, Ehrar El Şam, Sultan Murat Tugayı, Cephe El Şamiye, Feteqim Kema Umirt, Siqur El Cebel, Fewca 1, Nurettin Zenki, Ceyş El İslam, Ceyş El Mucahidin, Feylek Şam, El Sefwa Taburları, Ebû Emara Taburları, El Şerkiye Devrimcileri Birliği, El Yermuk Tugayı, 16 Fırka, Ehrar Suriye gibi iri ufaklı çete grupların üyelerinden oluşan 750 kişilik bir birim oluşturulduğu belirtti.
Önce Kobanê sandık
M.E.Z., duyduklarını da şöyle aktardı: “Sonradan bize aktarılan bilgilere göre; Ezaz, Cerablûs, Halep, Bab bölgesinde bulunan başta Ehrar El Şam, El Nusra, DAİŞ ve Sultan Murat Fırkası olmak üzere 12 çete örgütünden oluşan 750 kişilik bir grup oluşturuldu. Aslında isim olarak daha fazla idi. Ancak birkaç grubu bir ele alıyorlardı ve toplamda 12 örgüt olarak kabul ediyorlardı. Biz ilk önce bu özel birimin Şam, Efrîn ve Kobanê için hazırlandığını düşündük.”
Oluşturulan birliğe Ehrar El Şam’dan 150, El Nusra’dan 150, DAİŞ’ten 120, Sultan Murat Tugayı’ndan 100 diğer çete gruplardan da 10-20 arası kişinin seçildiğini söyleyen M.E.Z., “Bunlar zaten daha önce Til Rifat ile Karkakamış’ta eğitim kamplarında askeri eğitim gören kişilerdi” dedi.
‘Türkiye’ye gönderildiler’
Oluşturulan birimin yaklaşık bir hafta sonra Türkiye’den gelen heyet ile Karkamış Sınır Kapısı’nda bekletilen askeri araçlarla Türkiye’ye geçirildiklerini belirten M.E.Z., “Çeteler arasında tartışma yaşandı. Herkes ‘burası zaten kaynayan bir kazan gibi, ihtiyaç burada varken neden Türkiye’ye gittiğimizi anlayamıyoruz’ şeklinde tepki gösteriyorlardı” diye konuştu.
‘Kara Güçler’
Söz konusu birimin maske ve siyah giyinmelerinden kaynaklı “Quwetil Eswed” (Kara Güçler-Kuvvet) diye isimlendirildiklerini söyleyen M.E.Z.’nin, “Başlarındaki bereler ve elbiseleri hatta silahları bile siyah olduğu için herkes onları Quwetil Eswed olarak tanımlıyordu” demesi, Kürdistan kentlerindeki siyah bereli özel ekipleri akıllara getirdi.
MİT tarafından oluşturulan çete biriminin oluşmasında Ehrar El Şam çete reisi Ebû Xalid El-Suri’nin aktif rol aldığını söyleyen ismini vermek istemeyen bölgeden bir kaynak ise, El-Suri’nin El Nusra, DAİŞ ve diğer çeteler arasındaki koordinasyonu sağlamak üzere El Kaide Lideri Eymen El-Zevahiri tarafından görevlendirildiğini kaydetti.
Cenazeler kaçırılıyor
Aynı kaynak, Türkiye tarafına geçirilen birlikten şu ana kadar Sûr, Nisêbîn, Cizîr ve Silopiya’da öldürülen 42 çetenin cenazesinin Suudi Arabistan, Katar, Bab, Cerablûs ve Semsûr’a (Adıyaman) gönderildiğini iddia etti. Son üç ay içinde polise dayandırdığı bilgi ile Sûr, Nisêbîn, Cizîr ve Silopiya ilçelerinde öldürülen çetelerden 12’sinin cenazesinin Suudi Arabistan’ın farklı kentlerine, 21’inin Katar’a, 7’sinin Bab ve Cerablûs’a, 2’sinin ise Semsûr’a gönderildiğini söyleyen kaynak, M.E.Z.’nin iddialarını da doğrulamış oldu.