Perşembe, Kasım 21, 2024

Platzhalter roof5

 

Arama

Archiv

Vasiyetimizdir: Bu zulmü unutmayın!

 

Vasiyetimizdir: Bu zulmü unutmayın!

 

COLEMÊRG / DİHA / 14 Haziran 2016  - 90'lı yıllarda köyü yakılan, bir çocuğu katledilen, iki çocuğu ve bir torunu baskı üzerine dağların yolunu tutan 70 yaşındaki Mehmet Kurt'un evi ikinci kez devlet güçleri tarafından yakıldı. Kurt, başı dik kararlı duruşuyla "Çocuklarımız ve torunlarımıza vasiyetimiz şudur" diyor ve ekliyor: "Bu zulmü, bu katliamı unutmayın."

Sokağa çıkma yasağı adı altında saldırıların 79 gün kesintisiz sürdüğü Colemêrg'in (Hakkari) Gever (Yüksekova) ilçesinde her yıkımın altından bir dram çıkıyor. Bu ailelerden biri de, Eski Kışla Mahallesi'ndeki evleri yakılıp yıkılan Kaya Ailesi. 1990'lı yıllarda Colemêrg'e bağlı Marînûs bölgesinde bulunan Kutus köyünde evleri yakılarak zorla göçe tabi tutulan Kaya Ailesi "koruculuk" dayatmasını kabul etmediği için aile ferdi evli ve bir çocuk babası Lokman Kurt devlet güçlerince katledildi. Gever'e yerleşen Kaya Ailesi'ni burada da rahat bırakmayan devlet güçleri baskılarını arttırdı. Baskılar üzerine Lokman Kurt'un kızı Berivan Kurt büyüdükten sonra babasının katillerine isyan ederek, HPG saflarına katıldı. Kurt'un kardeşleri Savaş ve Uğur da kısa süreli aralıklarla dağların yolunu tuttu, bir başka kardeşi Ferhat Kurt ise "örgüte yardım ve yataklık" iddiasıyla tutuklandı.

Evlerini inşa ediyorlar

1990'lılarda baskı üzerine baskı gören ailenin en son Gever'deki evleri devlet güçleri tarafından yakıldı. Gündüz yasağın kalktığı ilçeye geri dönen Kurt Ailesi, harabeye dönen evlerinin inşasına başladı. İkinci ve çatı katı tamamen yanan evin pencerelerine şimdilik battaniye ve kartonlar konularak çözüm bulundu. Evin alt katında bulunan eşyaların devlet güçleri tarafından talan edilmesinin ardından dayanışma içinde oldukları komşularından aldıkları malzemelerle evde oturacak yer yapan Kurt Ailesi'nin evinin iç duvarlarına da ırkçı yazılmalar yapılmış.

'Memur değiliz ki konutlara gidelim'

Bundan sonra evlerini hiçbir şekilde terk etmeyeceklerini ifade eden 70 yaşındaki baba Mehmet Kurt, "Hiçbir şey bırakmadılar. Her şeyi talan ettikten sonra yakmışlar. Kendi imkanlarımızla evimizi inşa etmeye çalışıyoruz. Çatıyı önümüzdeki günlerde yapacağız. Evin bazı odalarını ise komşulardan aldığımız eşyalarla şimdi yaptık. Konutlara da yerleşmeyeceğiz, çünkü konutlar çok küçük ve yaşantımıza terstir. Biz misafirperver bir halkız, konutlar bunun için uygun değildir. Memur değiliz ki konutlara gidelim" dedi.

'Canlar gitmeseydi de evler harabe olsaydı'

"O kadar genç ölmeseydi de her yer harabe olsaydı keşke" diyen acılı baba Kurt, şöyle dedi: "Mala gelsin ama cana gelmesin. Lanet gelsin eve de mala da. Allah herkesin rızkını verir, kimse açlıktan ölmez ama bu canlar gitmeseydi."

Çocuklarımıza ve torunlarımıza vasiyetimizdir...

Devlet güçlerinin bu saldırılarının Kürt halkı tarafından unutulmaması gerektiğini kaydeden Kurt, "Şehitlerimizi selamlıyoruz. Düşmanları ise lanetliyoruz. Biz ölsek de vasiyetimiz şudur. Torunlarımız ve çocuklarımız bu zulmü unutmasın. Bu katliamı unutmasın. Biz sadece haklarımızın davasını yürütüyoruz. Toprağımızın davasında canlarımızı vermişiz" sözleriyle kararlı duruşlarından taviz vermeyeceklerini her defasında yineledi.

(ekip/bk/rp)