Almanya'dan 'savaş suçu' davası
“Ermeni soykırımı” yasa tasarısının Federal Meclis’te kabul edilmesinin ardından, Almanya’dan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kızdıracak ve tartışma yaratacak yeni bir hamle geldi.
Aralarında Alman federal milletvekilleri, hukukçular, insan hakları savunucuları, gazeteciler ve akademisyenlerin de içinde bulunduğu çok sayıda temsilci Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında‚ “savaş suçu işlemek” ve “insan haklarını ihlal ettiği” iddiasıyla merkezi Karlsruhe’deki Federal Savcılığa 200 sayfadan oluşan suç duyurusu dilekçesini ulaştırdı.
Süheyla Kaplan'ın Avrupa Postası'ndaki haberine göre; Uluslararası Hukuk ve Demokrasi Derneği’nden (MAF-DAD) Yönetim Kurulu Başkanı hukukçu Heike Geisweid, hukukçular Britta Eder, Petra Dervishaj, HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, İstanbul Barosu avukatlarından Ercan Kanar tarafından Berlin’de düzenlenen basın toplantısında; Erdoğan ve hükümetin bazı yetkili temsilcileri, bakanları hakkında Federal Savcılığa “savaş ve insanlık suçu işlemekten” haklarında suç duyurusunda bulunduğu açıklandı.
Basın toplantısında açıklanan bilgiye göre görgü tanıkları:
- HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız
- Cizre’de öldürülen Eşref Erdin’in yakını Serdar Erdin
- Cizre’de öldürülen Berjin Demirkaya’nın kardeşi Hasan Demirkaya
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNANLARDAN BAZILARI:
- Uluslararası Hukuk ve Demokrasi Derneği’nden ( MAF-DAD) Yönetim Kurulu Başkanı hukukçu Heike Geisweid
- Gazeteci ve tarihçi Dierk- Eckhard Becker
- Aalborg Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Susi Meret
- Gothenburg Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Cordelia Hess
- Sol Partili Avrupa Parlamento Milletvekili Andrej Hunko
- Federal Milletvekili Harald Weinberg
- Federal Milletvekili Ulla Jelpke
- Hamburg Eyalet Milletvekili MartinDolzer
- Federal Milletvekili İnge Höger
- Hamburg Eyaleti Milletvekili İnge Hannemann
- Nürnberg eyaleti hükümeti Müsteşarı Maria Padua
- Hukukçu ve sosyolog Dejan Lazie
- Sanatçı Esther Bejarano
- Sanatçı Konstantin Wecker
- Avukat Sigrid Töpfer
- Avukat Ralph Monnek
- Avukat Petra İsabel Schlagenhauf
- Avukat Martin Lemke
- Avukat Lisa Lührs.
KİMLERE KARŞI SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDU?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala, eski Savunma Bakanları İsmet Yılmaz ile Mehmet Vecdi Gönül, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanı Tümgeneral Mehmet Okkan, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti, Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz, Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Musa Çitil, Şırnak Sınır Tümen Komutanı Abdullah Baysar, Şırnak Jandarma Komando Tugay Komutanı Ali Osman Gürcan, Şırnak İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Sakaoğlu, Şırnak Emniyet Müdürü Celal Sel, Cizre Emniyet Müdürü Ömer Faruk Karakaş, Şırnak Valisi Ali İhsan Su, Cizre Kaymakamı Ahmet Adanur, Cizre Cumhuriyet Savcısı Cuma Çoban, Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz, Özel Harakat Daire Başkanı Turan Aksoy.
Avukat Britta Eder ve Petra Dervishaj basın toplantısında Federal Savcılığa’a suç duyurusunun gerekçelerini şu şekilde açıkladı:
“Birçok görgü tanıkları, tek tek kişiler, uluslararası örgütler, sivil kuruluşlar, hekimler, bilim adamları vs. görgü ifadelerine dayanarak özellikle Cizre’de yaşananlardan yola çıkarak Alman Ceza Muhakemesi Kanunu (Völkerstrafgesetzbuch= VStGB) gereğince Erdoğan ve ilgili yetkili birimler hakkında Savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusunun temel konusu özellikle Şırnak ve Cizre’de yaşananlardır. 4 Eylül ile 11 Eylül tarihleri arasında çıkan çatışmada 21 sivil öldürülmüştür. Suç durusuna ilişkin dilekçede görgü tanıklarının verdiği bütün materyaller Savcılığa intikal etmiştir. Cizre’de üç farklı bodrum katında 178 sivil kasten hedef alınarak öldürülmüştür. Sözkonusu saldırı sırasında bölgeye tıbbi yardım, milletvekilileri, aile yakınları, cep telefonları, Uluslararası Af Örgütü ve sivil kuruluşlarının ulaşımı engellenmiş ve hastane, acil servis ambulansları bilinçli olarak buraya sokulmamıştır. Ayrıca saldırı sırasında görgü tanıklarının ifadesine göre güvenlik güçleri tarafından bodruma benzin dökülüp ateşe verildiğine ilişkin dokümanlar dilekçede yer almaktadır. Yine aynı şekilde görgü tanıklarının ifadesine göre ağır silahlar kullanıldığı ve cesetlerin yakıldığı belirtilmiştir.”
“HESAP SORMA KARARLILIĞI”
Konu ile ilgili olarak Alman Yeşiller Partisi eski Miletvekili ve hukukçu Memet Kılıç ‚ suç duyurusunun hukuki boyutunu şu şekilde yorumladı:
“Siyasi dokunulmazlığın olması suçu ortadan kaldırmaz. Bu suç duyurusu Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne kadar gidebilir. Çünkü Türk hukukunda Cumhurbaşkanı’nın sorumsuzluğu ile dokunulmazlığı arasında fark var. Cumhurbaşkanı Türkiye’de göreviyle ilgili olarak sadece vatana ihanetle suçlanabilir. Yani görevi ile ilgili olmayan suçlar işlemiş ise bu onu sorumluluktan kurtarmaz (Türk Anayasası 105. madde). Dokunulmazlığı olduğu halde süre içinde soruşturulmaması ilerde soruşturma açılmayacağı anlamına gelmez. Hele bir de cumhurbaşkanı olma koşullarını taşımadığı halde, hile ile cumhurbaşkanı gibi görünüp suçlar işleyen kişinin durumu da vahim olurdu. Bu suç duyurusu uluslararası düzeyde Erdoğan ve ekibine karşı bir hesap sorma kararlılığının yükseldiğini göstermekte. Benzeri suç duyuruları diğer ülkelerde de gündeme gelirse, AKP militanları dışarıya çıkamaz hale gelebilirler. Erdoğan’ın herkese karşı dava açması, uluslararası alanda büyük bir tepkiye yol açtı. Bu suç duyurusu ile dokunulmazlığı bittiği anda dünya kamuoyunda Erdoğan hakkında soruşturma açılmasını isteyecek bir siyasal konsensus oluşacaktır.”