Cumhurbaşkanlığı seçimlerine nasıl bir Türkiye'de gidiyoruz?
Fuat Keyman
16/07/2014 / Radikal
Uluslararası saygın kuruluşlar tarafından belli konularda ya da alanlarda dünya ölçeğinde hazırlanan ve bize ülkeleri karşılaştırma imkanı veren "endeksler"e başvurduğumuzda Türkiye'nin karnesi gerçekten dikkat çekici bir halde.
Bu soruya yanıtlar değişebilir; hatta, bugün, tam zıt yanıtları bulmak da mümkün.
“Otoriter, hukuksuz, içe kapanmış, ayrışmış, ekonomik krize girmek üzere, ve geleceğine kara bulutlar çökmüş bir Türkiye” yanıtı da mümkün; “Normalleşmiş, demokratikleşen, bölgesel lider, dönüşen, güçlü, zenginleşen, ve geleceği parlak Türkiye” yanıtı da.
Nerede konumlanılmışsa, hangi pencereden ve hangi gözle bakılıyorsa, ona göre yanıtlar da değişecektir.
Her iki yanıtın da belli bir doğruluk payı var. Bu da doğal, çünkü, doğru, mutlak ve tek değil.
Peki, ne yapacağız? “Doğru görecelidir” diyerek işin içinden mi çıkacağız? Yoksa, başka bir yöntemle bir çerçeve oluşturmaya mı çalışacağız?
Eğer ikinci yolu seçersek, bize yardımcı olacak belli araçlara baş vurabiliriz.
Örneğin, uluslararası saygın kuruluşlar tarafından belli konularda ya da alanlarda dünya ölçeğinde hazırlanan ve bize ülkeleri karşılaştırma imkanı veren “endeksler”e başvurarak bir Türkiye tablosu çıkartabiliriz;
OECD, eğitim alanında yaptığı PISA 2012 Eğitim Endeksi’ni açıkladı.
Türkiye, notunu biraz arttırmakla birlikte, yine, çok kötü bir sıralamayla, 64 ülke içinde 42. oldu.
PISA Endeksi, 64 ülke de, 15 yaş öğrenci grubuna yaptırılan testlerle belirleniyor.
Türkiye, Matematik'te, 44.; Okuma-Anlama da, 42.; Fen’de, 43. sırada yer aldı.
Üzücü bir sonuç.
Okul açmak, okul kitaplarını dağıtmak, eğitim altyapısını ülke genelinde güçlendirmek çok önemli, ama yetmiyor.
PISA Endeksi’nde ilk sıralarında Çin, Hong Kong, Kore, Malezya, ve Japonya yer alıyor. Bundan ders almalıyız: ancak, vizyon ve bilimsel temelde eğitime eğilince başarı geliyor.
Ekonomi alanında Türkiye, Kore’yle karşılaştırılır. Kore, ekonomik gelişme ve marka yaratma da Türkiye’nin çok önünde. Niye? PISA Endeksi net gösteriyor: Eğitim Reformu.
Acaba, adaylar bu konuda ne diyorlar?
Özgürlükler Evi Demokrasi Endeksi’nde, “7 puan üzerinden 3 puan” alan Türkiye’yi, “sınırlı özgürlüğe sahip demokrasi” olarak niteleniyor; ve,
Siyasi Haklar’da 2002’de 7 üzerinden 4 puan alarak “sınırlı özgür” çıkmışız, 2012 ve 13’de gerilemişiz puanımız 3’e düşmüş;
Sivil Özgürlükler’de 2002’de, 7 üzerinden 5 almışız, 2013’de 4’e gerilemişiz.
Basın Özgürlüğü’nde, 2002’de 100 üzerinde 58, 2013’de 56 alarak, “sınırlı özgür” olmuşuz;
Sınır Tanımayan Gazeteciler Basın Özgürlüğü Endeksi’nde, 2002’de, 139 ülke arasında 99’ncuyken, 2013de 179 ülke arasında 154. sıraya düşmüşüz;
Ekonomist Dergisi Demokrasi Endeksi’nde: 2012’de, 10 üzerinden 5.76 puan alarak, 167 ülke arasında 88. olarak, “otoriter eğilimler taşıyan melez demokrasi” olarak nitelenmişiz;
Acaba adaylar, demokrasi, haklar, özgürlükler konularında ne diyorlar?
Dünya Adalet Projesi Endeksi’nde: 2012’de 97 ülke arasında Temel Haklar’da 76., Sivil Özgürlükler’de, 44., Düzen ve Güvenlik’te 70., ve Adalet Sistemi’nde 71. olmuşuz. Dolayısıyla “sınırlı adalet” sahibi bir ülkeyiz;
Uluslararası Şeffaflık DerneğiYolsuzluk Endeksi’nde, 4.2 skorla “ciddi yolsuzluk sorunu olan ülke”;
OECD ülkeleri arasında Gelir Eşitsizliği’nde 24 ülke içinde 3. en kötü durumda olan, Mutluluk ve Yaşam Kalitesi’nde de 36 ülke içinde 36., yani en mutsuz ülkeyiz.
Acaba adaylar, adalet, yolsuzluklar, toplumsal bütünlük ve mutluluk sorunlarını çözmek için ne öneriyorlar?
Türkiye, bu endekslerde yukarı sıralara çıkmayı hakeden ve bu potansiyeli olan bir ülke?
Türkiye’yi hakettiği sıraya çıkarmak için adaylar ne yapacaklar?
En önemlisi de bu sorulara yanıtlarını, adayların, birlikte, beraber tartışarak vermeleri. Adayları, birlikte tartışırken izlememiz, böylece daha nesnel bir karşılaştırma ve tercih olanağına sahip olmamız.
Ben adayları izledim, ne dediklerini ayrı ayrı biliyorum.
Ama artık, adayların birlikte tartışma zamanı geldi.
Yeni Türkiye, adayların birlikte tartıştıkları bir Türkiye de olmalı.
Adaylara birlikte, tarafsız bir programda, ve, tarafsız ve saygın bir kişinin yöneteceği bir programda tartışmaları çağrımızı yineliyoruz. Olumlu yanıtı da bekliyoruz...