HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik Özkan, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın mesajını Meclis kürsüsünde okudu.
Evrensel / 15 Aralık 2016 20:57
HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik Özkan’ın okuduğu mesajda Figen Yüksekdağ şunları söyledi:
“Hayatı, dünyası ve kaygıları kendi bedeni ve ihtiraslarıyla sınırlı olanların, halkıyla bütünleşmiş bir fikrin mücadelesini vermemiş olanların bizim bedenimizi rehin alınca HDP’yi rehin aldıklarını zannetmeleri çok normaldir. Tıpkı baharı engellemek için çiçekleri koparmaya çalışmak gibi bir şeydir bu. Oysa, daha önce de belirttiğimiz gibi, bizim cismimiz içeride olsa da fikirlerimiz, halkımız ve mücadelemiz dışarıdadır. Bizler yaklaşmakta olan adalet ve özgürlüğün bir bedende vücut bulmuş hâliyiz sadece. Bizi tutsak edenler baharı teslim alamayacaklardır.
Hep söyledik, yine söylüyoruz: Demokratik siyaset ve diyalog alanı daraldıkça şiddetin, silahların, savaşların alanı genişler; ilki sebep, ikincisi ise sonuçtur. Azıcık aklı ve mantığı olan biri sonucu değiştirerek sebebi değiştiremeyeceğini, tersini yapması gerektiğini çok iyi bilir.
Dayandığınız tek bir kavram var, millet. Devamlı bir millet kavramından bahsediyorsunuz, analizinizin başladığı ve bittiği yer bu kavram. Peki, nedir millet? Size sorsak 'ortak tarih, ortak kültür' diye sıralamaya başlarsınız. Peki, bizim neyimiz ortak, farklı olan ne? Servetimiz mi, gelirimiz mi, haklarımız mı, özgürlüklerimiz mi, neyimiz?
Sizin millet diye adlandırdığınız şey kendi içinde bir bütün değil, ezenler ile ezilenler arasında cereyan eden bir iç çatışmalar toplamıdır. Millet dediğiniz, bütün patronlar ile işçiler arasında; Türk ve Kürt halkları arasında; erkek egemen zihniyet ile kadın arasında; tüm inançlar arasında cereyan eden ve siyasi iktidarın bu kutuplaşmalardan beslenerek hükmünü sürdüğü bir toplamdır.
Dolayısıyla geriye tek soru kalıyor: İktidarın “millet” diyerek var olan kutuplaşmaları daha da derinleştirmesine mi izin vereceğiz yoksa Türkiye halklarının inancıyla, düşüncesiyle, kültürüyle, tarihiyle bütün olan çoğulcu yapısına sahip mi çıkacağız?
Bizim yolumuz başından bellidir; Türkiye siyasi tarihinin çok görmediği bir biçimde farklılıkların bir arada yaşamasını arzuladık. “Asla bir araya gelemez.” denilen farklı grupları bir araya getirerek birleştirici bir güç olduk. Biz artık çatışmak değil, birlikte emekten yana, kadından yana barış içinde yeni bir yaşam kurmak istiyoruz dedik. HDP, 7 Haziran'da bu gücü ortaya koyarak var olan gidişata dur dedi. İşte, tam da bu başarıdır HDP’yi hedef tahtasına oturtan sebep.
İktidar için bunun üstesinden gelmenin yolu da bellidir değerli arkadaşlar. Bu ortak mücadele hattını, halklar arası bu köprüyü güçlendirenleri, ülkede kalıcı barışı tesis etmek isteyenleri, özgürlük ve demokrasi mücadelesi verenleri baskı altında tutmak, tutuklamak ve bir şekilde aslında Türkiye halklarının sesini kısmaktır.” (HABER MERKEZİ)