Perşembe, Kasım 21, 2024

Platzhalter roof5

 

Arama

Archiv

Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesine ortak tepki: Bardağı taşıran son damla

 

Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesine ortak tepki: Bardağı taşıran son damla

 

Dihaber / 13:21 24 Şubat 2017

 

İSTANBUL - Barış Bloku, Demokrasi İçin Birlik, Yurttaş Girişimi ve Diyalog Grubu, Figen Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesine ortak tepki gösterdi. Ortak tavrı açıklayan sanatçı Zülfü Livaneli, HDP’nin Meclis’te saf dışı bırakılmak istendiğini söyleyerek, “Sesinizi yükseltin” çağrısında bulundu.

Barış Bloku, Demokrasi İçin Birlik, Yurttaş Girişimi ve Diyalog Grubu, referandum süreciyle birlikte yaşanan hak ihlalleri ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin Point Otel’de ortak basın toplantısı düzenledi.

“Açık açık söyleyelim… Tek kişinin egemenliğine dayalı, yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanacağı, meclisin devre dışı bırakılmasına, hukuk devletinin ortadan kaldırılmasına, fren, denge ve denetimim olmaksızın halk iradesinin ve tüm erkin tek kişi bırakılacağı, tek adam rejimine Hayır” ve “Türkiye geleceğini oyluyor” flamaları salonun çeşitli yerlerine konuldu.

‘YÜKSEKDAĞ’I DURUMU BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA’

Toplantının açılış konuşmasını yapan yazar Oya Baydar, “Biz de hukuk hiç kimse için, ama bazıları için daha çok, bu durum daha ağır. Referanduma giderken meşruiyeti zedeleyen çok şey var. Ama meclisin üçüncü partisi HDP bir baskı altında. Meclis çalışmaları engelleniyor. Vekiller bir alınıp bir bırakılıyor. Seçilmiş bütün vekiller belediye başkanları eş başkanları tutuklu. Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesi bardağı taşıran son damla oldu. Ahlaki ve vicdanı olarak buradayız. HDP şahsında demokrasiyi savunmayanlar, bunun bedelini ödeyecektir” dedi.

‘HDP KAMPANYA YÜRÜTEMEZ HALE GETİRİLDİ'

Ortak basın metnini Diyalog Grubu'ndan sanatçı Zülfü Livaneli okudu. Livaneli, “Herkesin içinde bir kuşku var. Biz çok kötü günler gören kuşağız, ama şu an daha ağırını görüyoruz. Halkın bir kısmının diğer kısmı üzerinde kışkırtması var. Toplumsal barış istiyoruz. Türkiye bu bedelleri ödemeden herkesi duyarlılığa, kanunlara sahip çıkmaya çağırıyor” dedi.

Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında referanduma doğru gidildiğini söyleyen Livaneli, “Muhalefetin ifade özgürlüğü ve propaganda olanakları Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) kısıtlanıyor. Muhalif sesler çeşitli bahanelerle, hatta çoğunlukla gerekçe bile gösterilmeksizin susturulmaya çalışılıyor. Medya üzerindeki sansür, otosansür ve baskılar yoğunlaşıyor. Onbinlerce kişi tutuklanıyor, yüz binler işlerinden, mesleklerinden atılıyor. İçeride ve dışarıda savaş ve çatışma ikliminin sürdüğü bu ortamda yapılacak referandumun meşruiyetini gölgeleyecek adımlara her gün bir yenisi ekleniyor” diye konuştu.

HDP’nin hukuksuz uygulamalara en çok hedef olan siyasal kuruluş olduğunu kaydeden Livaneli, HDP’nin tutuklama, yaygın baskı ve engellemeyle kampanya yürütemez hale getirildiğini söyledi.

‘ANAYASAYA AYKIRIDIR’

Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesine dikkat çeken Livaneli, “Milyonlarca seçmene sahip olan, Meclis’in üçüncü partisinin fiilen kapatılacağı izlenimini doğuruyor. Cumhuriyet tarihinde, 1920’den bu yana ilk kez bir siyasal parti genel başkanının milletvekilliği düşürülüyor. Bu işlem, bir benzeri olmadığı gibi yürürlükteki Anayasa’ya da aykırıdır” dedi.

Seçilmeye engel “zimmet, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik” gibi yüz kızartıcı suçlar sayıldığını ve “bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezası” ile cezalandırma öngördüğünü aktaran Livaneli, Yüksekdağ’ın kesinleşmiş hapis cezası 10 ay ve “ağır hapis cezası” olmadığını ve ayrıca, hüküm giydiği suç da propaganda olduğunu söyledi.

‘HDP VE CHP VEKİLLERE GÖZDAĞI’

Yüksekdağ kararında işlemin hukuksal olmaktan çok siyasal nedenlerle gerçekleştirildiğinin anlaşıldığını ifade eden Livaneli, HDP’nin Meclis’te saf dışı bırakılmak ve HDP ile CHP’li vekillere gözdağı verilmek istendiğini söyledi.

Livaneli, şu çağrıda bulundu: "Hangi partiden, hangi siyasal çizgiden olursa olsun, demokratik hukuk devletini savunan her kişi ve örgütün; yasal bir parti olan HDP’nin çalışmalarını özgürce sürdürebilmesi, referandum çalışmalarını eşit koşullarda yürütebilmesi, tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması için sesini yükseltmesi gerektiğini düşünüyoruz."

‘BU YOL ÇIKMAZ BİR YOL’

Demokrasi İçin Birlik adına konuşan Emek Partisi (EMEP) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Levent Tüzel de, siyaset, medya gibi alanların baskı altında olduğunu söyledi. Bunu HDP şahsında çok acımasızca gördüklerini belirten Tüzel, “Yüksekdağ hakkındaki karar ise Meclis teamüllerini, hukuku kenara bırakarak Genel Kurul’da okunarak devreye sokulmuş olması bunu gösteriyor. Bugün bağımsız olmayan yargı kararının ne ölçüde adil olduğu zaten tartışma konusu. Referandum sürecinde HDP’yi etkisizleştirmek, demokratik muhalefete bunun üzerinden tehdit mesajı göndermek tehlikeli siyaset tarzı” dedi.

Kürt sorunu üzerinden halkı kutuplaştırmaya dönük bir siyasetin yürütüldüğünü dile getiren Tüzel, “Referandumda ‘Evet’ çıkartmaya dönük son derece tehlikeli politikalar yürütülüyor” diyerek muhalefetin susturulmak istendiğini belirtti. Tüzel, “Bu yol çıkmaz bir yol. Barıştan vazgeçmeyeceğiz, ‘Hayır’ demek isteyen, farklı düşünceleri olan, referandumda demokratik meşruiyetin oluşturacak güçlerin devre dışına bırakılmasına sessiz kalmayacağız” diye konuştu.

‘XERABÊ BAVA’YA GİRMEMİZE İZİN VERİLSİN’

Çok zor günlerden geçildiğini belirten Barış Bloku Eşsözcüsü Ayşe Erzan, Barış Bloku Eşsözcüsü Bahadir Altan’ın Nusaybin Xerabê Bava (Koruköy) köyünde yaşananlara ilişkin izlenimlerini aktardı. Erzan, Altan’ın şu sözlerini aktardı: “Koruköy’e ulaşmamıza izin verilmedi. Birlikte gittiğimiz heyete izin verilmezken, ortaya çıktı ki başka iki köyde daha benzer uygulamalar yaşanıyor. 13 gündür abluka ve sokağa çıkma yasağı olan Koruköy’ün 15 kilometre ötesinde jandarma tarafından durdurulduk. Bugün iki gazeteye yansıdığına göre durumun çok vahim olduğunu görüyoruz. Bu yaşananlara ilişkin somut delil ve belgeler var. Türkiye’nin büyük bir kısmı bu olaylardan haberdar değil. ‘Teröristlere’ yönelik olduğunu söylüyorlar. Madem öyle o zaman basın mensuplarının içeri girmesine izin versinler.”

‘YÜKSEKDAĞ'IN VEKİLLİĞİNİN DÜŞMESİ KADIN DÜŞMANLIĞI'

Temel sorunun partilerinin isminde de yer aldığı gibi halkların demokratik mücadelesini vermek olduğunu ifade eden HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu da, “İnançların, gençlerin, kadınların özgürlük tutkusunun ses bulması önemliydi. Bunu 7 Haziran'da gördük. Bu ülke de insanlar bir arada yaşamasın diye neler yaptıklarını da gördük” dedi. Son süreçte yaşanan insan ölümleri ve katliamlarına değinen Kerestecioğlu, “Bu ülkede onlarca patlama katliam oldu, şiddet nereden gelirse gelsin binlerce kişiyi kaybettik. Bakan olarak oturan kişinin hesap vermesi gerek. Hesap veremedikleri için bize bunları yaşatıyorlar. Hayatın her alanında mağdur olmaya başarıyorlar ve nerdeyse ölülerden hesap soracaklar biz buna teslim olmayacağız” dedi. Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin de konuşan Kerestecioğlu, bunun kadın düşmanlığı olduğunu söyledi.