Perşembe, Kasım 21, 2024

Platzhalter roof5

 

Arama

Archiv

Askeriniz köpeğimizi de ısırdı / Ferda Çetin

Askeriniz köpeğimizi de ısırdı

Ferda Çetin / Özgür Ploitika / 20 Nisan 2015

Halil İncesu, 1994 yılında Özgür Gündem’de çizdiği bir karikatürde, bir Kürt köyünü yaktıktan sonra, bu “büyük zaferi” keyifle izleyen bir Türk generalini çizmişti. Karşı tepede ise, hem yanan köyü hem de acımasız generali izleyen bir kurt, kulaklarını dikmiş, gözyaşları içinde, “bu kadar da olmaz” diyordu.

Çizilen bir karikatürdü ama anlatılanın eksiği var fazlası yoktu.

Türk ordusu Demirel’in, Çiller’in, Erbakan’ın, Özal’ın da içinde yer aldığı Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında, Kürt köylerinin yakılması için kararlar alınıyor; işkencehaneler açılıyor, asit kuyuları kazılıyor, Kürt köylülerinden ve işverenlerinden katledileceklerin listeleri hazırlanıyordu.

Toplu katliamlar, faili meçhul cinayetler, gözaltında kaybetmeler, köy yakmalar Türk devletinin Kürtleri yönetme yöntemiydi. 

Fakat Türkiye basını, ilkokullar, liseler, üniversiteler, işveren örgütleri, Türkçü-Kemalist Sol, Diyanet İşleri başkanları ve aydınların çoğunluğu bu tablonun tersini anlatıyor; devletin büyük geleneğinden, ‘sağlam” temellerinden; Türk ordusunun şanından şerefinden, Mehmetçiğin hayırseverliğinden ve kahramanlığından söz ediyordu.

Yaptığı kötülükler ve işlediği insanlık suçları ile yüzleşerek insanlaşmak yerine, her daim gerekçe ve mazeret uyduran bir devlet idaresi, sistematik olarak “çocuklarından katiller üreten” bir rejime dönüşür.

Fakat bu “çocuk katil”in damarlarına ve dimağına zerkedilen üstünlük ve büyüklük zehri, sadece Kürt, Alevi, Rum veya Ermeni düşmanlığı ile “susuzluğunu” gideremez.

Eşini, çocuklarının gözleri önünde kurşunlar. 

Kadın arkadaşını sokak ortasında bıçakla delik deşik eder. 

Minibüs şoförü, aracına binen genç kıza, tecavüz ettikten sonra öldürür ve ellerini keser. 

Bir diğeri, annesini öldürdükten sonra çarşaf giyerek, annesinin kılığında yıllarca bankadan onun emekli maaşını alır. 

Kız yurdu müdiresi ve emniyet müdürü,el ele vererek kendilerine emanet edilen kız çocuklarına fuhuş yaptırır.
Öğrenci, kendisine kırık not veren öğretmenini bıçaklar.
Saymakla bitmez.

Zalimlikleri, kötülükleri ve çirkinlikleri ile yüzleşmeyen bu gelenek, günlerdir Roboskî’de ikinci bir katliam yapıyor.

Kahraman ve şanlı(!) Türk ordusunun, sınır birliklerinden seçme askerler, katırları kurşuna diziyor. Sonra devletin temsilcisi vali, görüntüleri her yerde dağıtılan bu olayı, pişkin ve sırıtkan yüzü ile anlatıyor: Askerlerin katırları öldürdüğü doğru değildir, katırlar intihar etmiştir.

Ve Türk ordusunun kahramanlığının finali…

Görüntülerde bir köpek. 

Kuyruğunu arka ayaklarının arasına sıkıştırmış, çömelmiş, başını ön ayaklarının arasına almış bir köpek. Titriyor ve korkudan gözlerini kırpıştırarak bakıyor.

Sonra bir asker eli, köpeğin kulağına uzanıyor. 

Henüz bir bükme veya şiddetli çekme eylemi yok. Ama köpek bu başlangıcın sonrasını deneyimi ve sezgisi ile biliyor. Öyle bir bağırıyor ki, çaresiz insanların ve çocukların yakarışına benzer bir inleme, ağlama hali. 

Sonra, asker ağır postalları ile köpeğin boynuna tüm acımasızlığı ile basıyor. Köpeğin inlemeleri ve yalvarışları dayanılmaz bir hal aldığında, kahraman(!) asker, gülerek yaptığı işi özetliyor: Buna Besta işkencesi derler!

Sonunda bu da oldu. Dört bin köyümüzü yakan, onbinlerce sivil insanımızı öldüren, katırlarımızı kurşuna dizen kahraman ve cesur askerleriniz köpeğimizi de ısırdı!

CHP Milletvekili Melda Onur ve Hayvanları Koruma Derneği yöneticileri görüntülerin yayınlanması üzerine Şırnak’a giderek köpeğin akibetini öğrenmeye ve bakım için köpeği almaya çalıştılar.

Melda Onur’un basınla paylaştıkları, insanım diyen herkesin yüreğine oturacak cinsten. İşkence gören köpek, sürekli bir titreme içindeymiş hiçbir şey yemiyormuş. O kadar büyük bir korku ve güvensizlik içindeymiş ki, her yeni insanı gördüğünde ve yüksek sesle konuşulduğunda, korkudan çiş yapıyormuş.

“Kahraman, fedakar, cesur ve merhametli Türk Ordusu”nun sınır taburundaki komutanları, kendi askerlerinin işkence ettiği bu sahipsiz köpeği, Melda Onur’a ve Hayvanları Koruma Derneği yöneticilerine vermeyi reddetmişler. Köpeğe kendileri bakacaklarmış.

Kahramanlığınız, merhametiniz ve yalanlarınız batsın!

 

Ve zulmünüz artsın ki saltanatınız tez yıkılsın!