Haydar Şeşo: HPS ve bayrağımız pazarlık konusu olmaz
Dersimzaza.com / 18 Nisan 2015
Haydar Şeşo 8 günlük tutukluluktan sonra serbest bırakıldı. Serbest bırakılmasından sonra ‘Ezidipress.com’ sitesi muhabiri ile yapıtığı röportajda ve Güney Kürdistan’ın Süleymaniye şehrinde düzenlediği basın toplantısında tutuklanması ve serbest bırakılması ile ilgili açıklamalarda bulundu. Haydar Şeşo özellikle nasıl bir anlaşma çerçevesinde serbest bırakıldığı konusuna açıklık getiriyor.
Ezidipress.com haber sitesinde yer alan habere göre, Haydar Şeşo iki gece boyunca IŞİD’le bağlantılı oldukları için gözaltına alınan 5 Arap kökenli teröristle aynı hücrede tutuldu. Kendisinin 9 ay boyunca IŞİD’le savaştığını belirten Şeşo, bu uygulamanın kendisini küçük düşürmeye yönelik, KDP’nin bir güç gösterisi olduğunu belirtiyor.
KDP yönetimi Haydar Şeşo’nun serbest bırakılmasına karşılık; HPŞ’nin dağıtılması, Ezidi bayrağının iptal edilmesi ve HPŞ güçlerinin Peşmerge yönetimi altında örgütlenmesi gibi bazı şartlar ileri sürmüştü. Bu konuda nasıl bir çözüme varıldığı konusunda Haydar Şeşo şunları söylüyor: “Şengal Savunma Birlikleri(HPŞ) var olmaya devam edecektir.[…] Ben yaşadığım sürece bu birlik var olacaktır ve sadece iki Ezidi kalsa bile biz bu birlik adı altında kendimizi ve vatanımızı savunacağız.” Şeşo, bu birliğin adı altında düzinelerce Ezidi savaşçının öldüğünü, bu koşullarda birliğin dağıtılması konusunda bir tartışma yürütmenin söz konusu olmayacağını belirtiyor.
Haydar Şeşo Ezidi bayrağı konusunda da şunları söylüyor: “Ezidixan’ın (Geleneksel Ezidi yerleşim alanı) bayrağı için de biz düzinelerce kurban verdik, bu konuda da pazarlık yapmayız. […] Bir kez daha tekrarlıyorum, Haydar Şeşo’nun kefeni Ezidixan’ın bayrağı olacaktır.”
Süleymaniye’deki basın toplantısında yaptığı açıklamada da, bayraklarının Ezidilere özgü bir bayrak olduğunu ve bu bayrak altında Şengal’de direniş yürüttüklerini ve aynı zamanda Ezidi dinini simgelediğini belirtiyor. Ancak Şeşo, Kürdistan bayrağının da kendisi için bir onur olduğunu belirtiyor.
Haydar Şeşo, Bağdat yönetimi ile vardıkları anlaşmanın iptal edildiğini ve bundan sonra HPŞ’nin yine kendi komutası altında Peşmerge Bakanlığı’na bağlanacağını belirtiyor. Şimdiye kadar HPŞ savaşçılarının % 50’sinin Peşmerge Bakanlığı’na kayıt yaptırdığını, ancak savaşçıların Peşmergeye kayıt yaptırma ya da bağımsız olarak kalma konusunda serbest bırakıldığını söylüyor.
Haydar Şeşo aylar önce HPŞ’nin Peşmerge Bakanlığı’nca tanınması ve yârdım yapılması konusunda ısrarla talepte bulunduklarını, bu konuda Mesut Barzani’nin oğlu ve İstihbarat başkanı Mesrour Barzani ile konuştuklarını ancak bir sonuç alamadıklarını söylüyor. Bu görüşmelerde kendilerinden KDP Peşmerge güçlerine katılmalarının istendiğini, ancak bunu kabul etmediklerini ve bu görüşmelerin başarısızlığa uğramasından sonra Irak hükümeti ile ilişkiye geçtiklerini belirtiyor.
Haydar Şeşo’nun belirttiğine göre, KDP yönetimi kendisine faaliyet yasağı getirmek istiyor. Ayrıca, ondan Irak’ı terk etmesinin istendiğini açıklıyor.
Bu isteklere karşılık olarak Haydar Şeşo şunları söylüyor: “Şengal ve Ezidi bölgeleri kurtarılmadığı sürece ben Irak’ı terk etmeyeceğim. […] Ezidiler kendi bölgelerine dönmedikleri sürece ben HPŞ bünyesindeki askeri faaliyetlerime ve politik faaliyetlerime son vermeyeceğim.”
Ezidipress.com sitesinde belirtildiğine göre, KDP güçleri Ezidiler üzerindeki baskıyı arttırıyor. Haberlere göre 130 Ezidi gösterici, insan hakları savunucusu ve politikacısı geçen haftalar içinde tutuklandı. Pek çok aktivist de ölüm tehditleri yüzünden ülkelerini terk etti.
Mesut Barzani’nin tehditleri
Güney Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, PKK yöneticilerinden Duran Kalkan'ın, öz olarak Güney Kürdistan’ın merkezi değil, ademi merkeziyetçi bir idari yapılanma ile yönetilmesi gerektiğini vurgulayan görüşlerini gerekçe yaparak, Güney Kürdistan için özerk bölgeler öneren ve özellikle Ezidiler için bu öneriyi getirenlere “İç savaşı tahrik”çiliği “millete ve vatana ihanet” gibi pek çok ağır suçlamalar eşliğinde saldırdı. Taraftarlarına ve Kürtlere de böylelerini susturun talimatı verdi.
Şimdilik uzun uzun değinmeyeceğiz, kısaca belirteceğiz: Barzani’nin bu zihniyeti oldukça geri, tehlikeli ve anti demokratik bir zihniyettir. Kendi çıkarlarını vatan millet çıkarı diye yutturup, farklı düşünenleri ‘vatan, millet düşmanı’ suçlamasıyla ezenleri ve düşünceyi açıklamayı bile suç ve düşmanlık olarak gören bu zihniyeti biz Türkiye’den çok iyi tanıyoruz.
İşin gerçeği Barzani’nin yaptığı bizatihi iç savaş tahrikçiliğidir. Başka düşünenleri susturun diyor, nasıl susturacaksın? Bu açıkça insanları şiddete yöneltmektir. Gerçekten inanılmaz bir yaklaşım. Bu zihniyetin hakim olduğu topraklarda kimsenin iç savaş kışkırtıcılığı yapmasına gerek yoktur. Çünkü bu zihniyet, özellikle çok farklı grupların yaşadığı bir bölgede, eninde sonunda çatışma çıkartır.
İdari yapı konusunda öneri sunmak ve bu konuda tartışma yürütmek neden vatan hainliği, fitne fesat sokma işi olsun ki? Böylesi tepkiler uluslararası zeminlerde dile getirilse insana gülerler.
Biz Güney Kürdistan için bir idari yapı önermedik, ancak Ezidiler kendi bölgelerinde bir öz yönetim yani özerk bir yönetim istiyorlarsa, bunun hâkli bir talep olduğunu ve desteklediğimizi belirtik. Aynı görüşümüzü koruyoruz hatta şimdi bunun bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz.
Barzani’nin açıklamalarından sonra Ezdililerin yasadığı zorlu şartları daha iyi anlıyoruz ve Ezidi Halkı ile dayanışmamızı bundan sonra daha da güçlendirmek gerektiğini düşünüyoruz.
------------------------------------------------------------------------------