Alevi nefreti yayan skandal kitap
Turan Eser/ Birgün/ 28. 05. 2013
Skandal bir kitaptan bahsedeceğim;”Bâtınîlerin ve Karmatîlerin İçyüzü“
Kitabın ilk baskısını 1948 yılında devlet yapmış! Yayınlayan; Diyanet İşleri Başkanlığıdır. Yeni baskısını 2004 yılında İslamı yayınlarıyla meşhur, Sebil Yayınları yapmış.
Bu yayınevleri “günümüz ihanetlerini anlayıp değerlendirmede çok müessir bir kıstas olarak rol oynayabilecek böyle bir eseri yayınlamaktan şeref” duymuş! Skandal ve toplumsal barışı zedeleyen kitapla şeref duyulur mu? Duyulur!
Burası Türkiye!
Kitap günümüz ihanetçilerini şöyle tarif etmiş; “Bugün de bunların bakiyeleri vardır. Çünkü bunlar da tıpkı Sasaniler devrinde Mazdek’in ortaya attığı mal ve kadında herkesin ortak olduğunu, bunlarda temellük ve tasarruf olamayacağını da söylüyorlardı. Horasan’da bunlara Talimiye ve Melâhide denildiği gibi; .. Şam’da Nusayriye,Dürzü, Tayamine adını alır. Filistin’de Bahaiye, Hint’te Behere ve İsmailiye, Yemen’de Yamiyye, Kürdistan’da Aleviyye, Türkler arasında Bektaşi ve Kızılbaş, Acemistan’da Babiye diye anılırlar.”
İhanetçiler belli; Aleviler, Kızılbaşlar ve Bektaşiler!
Peki, bu ihanetleri neymiş? Kitap bunları da yazmış!
“Mal ve kadını ortak kullanırlar”
“Haramı helal sayarlar”, “sapıklar”
Alevi dedelerine “Ehli Beyte muhabbet iddia eden bu soysuzlar’dan bir takımları”
”Ehli Beyt’e muhabbet iddia eden soysuzlar”
“..Bunlardan kız alıp vermek caiz olmadığını, kestiklerinin yenmez”
“Yahudi ve Hristiyanlardan daha kafir oldukları” ifade edilerek, Alevilerle birlikte gayri Müslimlerde hakarete ve aşağılamaya maruz bırakılmış.
“Akşam karanlığı basıp kadehler dolaşır; başlar kızar; nefisler çakır keyf olunca, bu mel’ün tarikatın bütün mensupları karılarını getirirler; her kapıdan erkeklerin yanlarına girerler; çıraları ve mumları söndürürler ve her biri eline geçeni tutar.”
İşte bu nedenle, Diyanet İşleri Başkanlığı “Kötü emeller peşinde koşan bu Şeytan ruhlu kimselerin tuzağına düşmekten milleti korumak” adına bu kitapları basmayı vazife edinmişler.
SKANDAL KİTABA SUÇ DUYURUSU
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına toplanması ve cezalandırılması talebinde bulunarak, kitabın yayınlayan Sebil Yayınevi ve Diyanet İşleri Başkanlığı hakkında suç duyurusunda bulunarak davacı oldum.
Çünkü söz konusu kitap, düşünce ve ifade özgürlüğü ile açıklanamayacak derecede çirkin ifadelerde bulunarak, Alevilerin ve gayri Müslimlerin ve inançlarına pervasızca saldırarak, iftira atarak, hakarete ve aşağılamaya maruz bırakmıştır. Dolaysıyla DİB ve Sebil yayınevi bu eylemlerinden dolayı toplumda infiali uyandıracak bir tepkiyi de meydana getirmeye sebep olduklarından, TCK 216/3. Madde kapsamında cezalandırılmaları ve söz konusu kitabın toplatılması zorunludur.
“Dini değerlere hakaret ve aşağılama, insanları kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suç olmasına rağmen, söz konusu kitabın suç işlemeye devam ediyor olması diğer bir skandaldır. Söz konusu kitap Alevi-Bektaşi inancına, bu inanca mensup Alevi-Bektaşilere ve inanç önderi dedelerine yönelik iftira, itibarsızlaştırma, hakaret, nefret ve aşağılama nitelikleri olan propaganda yayınıdır.
AİHM’ne göre, ifade özgürlüğü kullanılırken, başkalarının dini, inançsal, felsefi hislerini veya örf ve âdetini yaralamaya ve “kin ve düşmanlığın yaygınlaştırılması yol açmaya” elverişli durumlardan özellikle kaçınılmalıdır. Oysa söz konusu kitap, Alevi, Sünni, Gayri Müslim ve Ateistlerin bir arada yaşama kültürünü zehirlemektedir. 21. Yüzyıl Türkiye’sinde Alevilere-Bektaşilere, gayri Müslimlere ve Ateistlere adeta “ihanetçiler” ve “ahlaksızlar” damgası vurularak, hedef gösterilmektedir. Osmanlı bakiyesi, Alevi nefretinin ve iftiralarının 21. Yüzyıl Türkiye’sinde yaşatılıyor olması, 76 Milyonun hükümeti olduğunu iddia eden AKP’nin, tepkisini almıyor olması manidardır.