19
Pzt, May
10 New Articles

 

Saddam rejimi 16 Mart 1988’de Halepçe’de, Kürt halkına karşı kimyasal silahların kullanıldığı bir saldırı gerçekleştirdi. Saldırı sonucunda, 5 binden fazla insan öldü binlercesi de yaralandı. Halepçe katliamı, Saddam rejiminin 1986-89 yılları arasında ‘’Enfal Operasyonu’’ adıyla, Kürt halkına karşı yürüttüğü soykırım savaşının sadece bir parçasıydı.

Mersin Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanları Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Arslan ile Belediye Meclis üyeleri Özgür Çağlar, Neslihan Oruç ve Hikmet Bakırhan'ın tutuklanması ve belediyeye kayyım atanmasına tepkiler büyüyor. 
 
MA / 13 Ocak 2025
 
HABER MERKEZİ – Akdeniz Belediyesi’ne atanan kayyım ve tutuklamaların protesto edildiği eylemlerde, iktidara, “Bu irade karşısında kaybedeceksiniz” denildi. 
 
Mersin Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanları Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Arslan ile Belediye Meclis üyeleri Özgür Çağlar, Neslihan Oruç ve Hikmet Bakırhan'ın tutuklanması ve belediyeye kayyım atanmasına tepkiler büyüyor. 
 
MÊRDÎN
 
Kayyım, Mêrdîn’de Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından yürüyüş ile protesto edildi. Qoser (Kızıltepe) kavşağında bir araya gelen kitle, Karayolları Parkı’na yürüyüş yapmak istedi. Ancak polisler caddeyi kapatarak, parka doğru yapılacak yürüyüşe izin vermedi. Bunun üzerine kitle, DEM Parti il binasına doğru yürüyüşe geçti. “Kayyım talan e berxwedan jiyan e” ve “Bijî berxwedana gelê Kurd” sloganları eşliğinde yürüyen kitle, “Kayyım darbedir, irademe dokunma” pankartı açtı.
 
Yürüyüşün ardından kitle açıklama yaptı. İlk olarak konuşan yerine kayyım atanan Mêrdîn Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Devrim Demir, iktidarın gözlerini hukuka kapattığını belirterek, hukuksuzlukta ısrarını sürdürdüğünü söyledi. Kamuoyuna çağrıda bulunarak, “Sesimize ses verin. İtirazınızı dile getirin” diyen Devrim Demir, iktidara da “Halkın iradesine saygı duyun. Halkın iradesini tanımayan bu politikalarınızdan vazgeçin” çağrısında bulundu. Açıklamanın devamında kayyım pratiklerini anlatan Devrim Demir, kayyımın Mêrdîn’de 190 işçiyi işten atmasına dikkat çekerek, “Kayyım yeniden işçilerin ekmeğine göz koymuş. Biz bu yapılanları kabul etmiyoruz ve buradan bir kez daha söylüyoruz ki; bu irade karşısında kaybedeceksiniz” dedi.
 
DEM Parti Milletvekili Beritan Güneş Altın da AKP iktidarının kayyım atamalarını bir “hukuksuzluk sarmalına” dönüştürdüğünü dile getirerek, “Kayyımların derhal geri çekilmesini, demokrasi ve barışın önünün açılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
Açıklamanın ardından kitle oturma eylemi gerçekleştirdi.
 
ŞIRNEX
 
Şirnex’te de DİSK’e bağlı Genel İş Şubesi kayyım atamalarını protesto etti. Şirnex Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya gelen DİSK üyelerine Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), DEM Parti, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Şirnex il ve ilçe örgütleri de destek verdi. DEM Parti Şirnex Milletvekili Mehmet Zeki İrmez’in de katıldığı açıklamada "Toplumsal barış için halk iradesine saygı duyun" pankartı açıldı. 
 
Açıklamayı yapan Genel İş Şube Başkanı Siyajin Buruntekin, kayyım atamalarını halkın iradesine, demokrasiye, emeğe, barışa darbe olarak gördüklerini belirtti. Siyajin Buruntekin, “Kayyum politikalarını hiçbir dönem kabul etmedik, alışmadık. Bugün de kayyum darbesini kabul etmiyoruz. Anti demokratik uygulamalarla haklarımızın gasp edilmesine alışmayacağız" diye konuştu. CHP Şirnex İl Başkanı Sait Namdar da "Toplumsal barışın sağlanması için, halkın iradesine saygı duymayanlar yok olmaya mahkûmdur. Unutulmamalıdır ki yapılan bu zulme karşı bu halk tokadını atacaktır. Biz parti olarak kayyımlara karşı duracağız ve dayanışma içinde olacağız" dedi. 
 
DEM Parti Şirnex Milletvekili Zeki İrmez ise “Kayyım hakların barışını zedeliyor. Daha önce de denenen kayyım pratiğine karşı halkımız mücadele edecektir. Halkaların umudunun yükseldiği bir dönemde AKP - MHP iktidarı şüpheli bir şekilde davranıyor. Bir yandan ‘Kürt sorununun çözeceğim’ diyor bir yandan da kayyım atıyor. Kayyım atanan belediyelerin tekrardan teslim edilmesi ve tutuklanan arkadaşlarımızın serbest bırakılması çağrısı yapıyoruz" diye konuştu. 
 
İZMİR 
 
DEM Parti İzmir İl Örgütü, parti binası önünde basın açıklaması yaptı. “Barışa da irademize de sahip çıkıyoruz” yazılı pankart açılan açıklamada sık sık “Barış hemen şimdi irademe dokunma”, “Kayyım darbedir darbeye hayır”, “Diren Mersin İzmir seninle” sloganları atıldı. Açıklamaya çok sayıda siyasi parti, sivil toplum kuruluşu ve yurttaş katıldı.
 
Açıklamayı yapan DEM Parti İzmir İl Eşbaşkan’ı Selçuk Odabaşı, Akdeniz Belediyesi’ne atanan kayyım ile demokratik, toplumcu ve kadın özgürlükçü yerel yönetim anlayışının hedef alındığını söyledi. DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın ise Akdeniz Belediyesi’ne atanan kayyımın hukuksuz olduğunu söyleyerek, “Bir taraftan kardeşim diyeceksin tokalaşacaksın diğer taraftan ise operasyon yapacaksınız. Böyle bir hukuk yok. Gelecekte birlikte yaşama umudunu tamamen çökertmeye yönelik bir operasyon olduğunu düşünüyoruz. Akdeniz Beldesine yapılan operasyon sadece Kürtlere değil aynı zamanda hukuka da yapılmış bir operasyondur” dedi. 

MA/ 21 Aralık 2024

İSTANBUL - Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in katledilmesine tepki gösteren meslektaşları, “Arkadaşlarımız savaş suçlarını ve kirli planları deşifre ettiği için katledildiler” dedi.  

Kuzey ve Doğu Suriye'deki Türkiye’nin saldırılara ve yaşanan gelişmelere takip ederken Türkiye’ye bağlı Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) saldırısı ile katledilen Özgür Basın emekçileri Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in katledilmesine karşı tepkiler artarak sürüyor. Yeni Yaşam Gazetesi çalışanları Ahmet Güneş, Saliha Aras ve gazeteci Erdoğan Alayumut, Özgür Basın çalışanlarına yönelik saldırıları değerlendirdi. 
 
 
Katledilen gazeteci Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın hakikatin temsilcileri olduğunu belirten Ahmet Güneş, katledilen gazetecilerin ailesi ve Özgür Basın’a başsağlığı diledi. Katledilen her iki gazetecinin tüm çalışma yaşamları boyunca gerçekleri yazmaya gayret ettiklerini belirten Güneş, “Mevcut haliyle Suriye’de yaşanan gelişmeleri bize gerçekleri ile aktarıyorlardı. Biz de onların gerek çektiği görüntüler, gerek yaptıkları haberlerle halka gerçeği aktarıyorduk. Öfkeliyiz ama aynı zamanda bize bıraktıkları miras ve cesaretleri ile her alanda hakikati yansıtmaya ve haykırmaya devam edeceğiz” dedi.
 
‘GÖREVLERİ BAŞINDA KATLEDİLDİLER’
 
Özgür Basın çalışanlarının büyük mücadele ve bedeller sonucunda bugüne kadar geldiklerini ifade eden Güneş, “Ulus devletler her zaman kendine göre bir tarih, bir gerçek yazmaya çalışmıştır. Ancak ezilenler de kendi tarihini yazar, kendi gerçeklerini ortaya koyar. Kürt halkı da kendi gerçeklerini yazarak ve büyük bedeller ödeyerek bugüne kadar gelmiştir. Devlet bunu kabul etmiyor. Mesela Nazım'ın en son paylaştığı bir görüntüde Kobanê'ye yönelik devletin ciddi bir saldırı hazırlığında olduğu yazıyordu. Arkadaşlarımız savaş suçlarını ve kirli planları deşifre ettiği için katledildiler. Görevleri başından katledildiler. Bu asla unutulmaması gereken bir gerçektir. Bizler onların bıraktığı mirasları birlikte sırtlanıp taşıyıcısı olacağız” diye belirtti.
 
 
‘BIRAKTIKLARI YERDEN YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
 
Türkiye ve ona bağlı paramiliter grupların işledikleri savaş suçunu tüm kirliliği ile ortaya döken gazetecilerin Türkiye tarafından hedef alındığını vurgulayan Saliha Aras, “ Kürt halkını katleden, köylerini bombalayan, kadınları kaçıran, savaş suçu işleyen gerçekliğe karşı hakikati yazan Özgür Basın emekçileri Türkiye’nin saldırıları altında. Bu iktidar uyguladığı vahşet verici politikaların duyulmasını istemiyor. Buna karşı tutum alan gazetecilerin sesini kısmayı hedefliyorlar. Arkadaşlarımız savaş gerçekliğini duyurduğu için katledildi. Nazım ve Cihan’ı katledenler şunu unutuyorlar; özgür basında emek veren her bir gazeteci, canı pahasına bu mesleğe kuşanmıştır. Bizleri katlederek Özgür Basın’ın sesini kısmayı hedefleyenler, 1990’larda olduğu gibi direnişimizle ve hakikate olan bağlılığımızla karşılaşacaklar. Biz bu sözü burada arkadaşlarımıza veriyoruz. Kalemleri yerde kalmayacak bıraktıkları yerden yazmaya devam edeceğiz” diye ifade etti. 
 
 
 
‘DİRENİŞİMİZ VE HAKİKATE OLAN BAĞLILIĞIMIZ’
 
Nazım Daştan ve Cihan Bilgin Tişrîn Barajı bölgesinde katledilmesinin “tesadüf” olmadığını vurgulayan gazeteci Erdoğan Alayumat, “Suriye'de oluşan çatışmalarda birçok özel savaş ekseninde haberler çıkıyordu. Nazım ve Cihan, Kürt halkına ve dünyaya en net ve objektif şekilde haber sunuyordu. Aslında arkadaşlarımızın Minbiç’te katledilmesi tesadüf değildi. Çünkü orada Türk devleti ve ona bağlı paramiliter gruplar tarafından yaptıkları katliamları belgeleyen bir noktaydı arkadaşlarımız. Onların kalemlerini yerden almak boynumuzun borcudur” diye belirtti.
 
KATLİAMLARA KARŞI BİRLİK ÇAĞRISI
 
Saldırılara karşı gazetecilerin ortak mücadele etmesi gerektiğini belirten Alayumat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Katledilen arkadaşlarımızın ortaya çıkardığı gerçekleri daha fazla ortaya çıkararak, daha fazla yazarak, daha fazla görüntüleyip ve belgeleyerek belki onlara layık olup onlarla dayanışabiliriz. Bu katliamı kabul etmiyoruz, deyip geri çekilmek tek başına bir tepki değildir. Tepkisizliğin en büyüğüdür.”
 
MA / Ferhat Sezgin
 

MA/21 Aralık 2024

İZMİR - Türkiye'nin 5 yılda Federe Kürdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılarında 13 gazeteci katledildi, 7'si yaralandı. 

Türkiye, Federe Kürdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine dönük saldırılarında gazetecileri de hedef alıyor. Türkiye, Kobanê'nin güneyinde yer alan Berkel Tepesi'nde bulunan Kobanê FM cihazlarını hedef aldıktan sonra 19 Aralık'ta da gazetecileri katletti. Kuzey ve Doğu Suriye'deki gelişmeleri takip eden gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, 19 Aralık'ta Tişrîn Barajı ve Sirîn beldesi arasındaki yolda Türkiye’ye ait Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ile hedef alındı.  
 
13 GAZETECİ KATLEDİLDİ
 
Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, Kuzey ve Doğu Suriye'de hedef alınan ilk gazeteciler değildi. Saldırıların sürdüğü günden bu yana yaşanan gelişmeleri takip eden ve haberleştiren gazeteciler SİHA ya da top atışlarıyla hedef alındı. Sadece 2019 yılından bu yana Kuzey ve Doğu Suriye ile Federe Kürdistan Bölgesi'nde katledilen gazeteci sayısı en az 13. Saldırılarda bugüne kadar en az 7 gazeteci de yaralandı. Jineoloji Akademisi Üyesi ve gazeteci Nagihan Akarsel de 4 Ekim 2022'de Federe Kürdistan Bölgesi'nin Süleymaniye kentinde suikastle katledildi. 
 
* 11 Ekim 2019: Serêkaniyê’ye yönelik hava saldırısında gazeteci Vedat Erdemci katledildi.
 
* 13 Ekim 2019: Serêkaniyê’ye dönük bombardımanda ANHA muhabiri Seed Ehmed ve Çira TV muhabiri Mihemed Hisen Reşo katledildi. 
 
* 13 Ekim 2019: Girê Spî’de gazetecilerin aracını yönelik yapılan SİHA saldırısında Dilovan Gever katledildi. 
 
* 2019: Til Temir'e yönelik gerçekleşen bombardımanında Frî Bor Marincir Basını üyesi olan Zîzis Sînke hayatını kaybetti. 
 
* 4 Ekim 2022: Nagihan Akarsel Silêmaniyê'de bir suikast sonucu katledildi. 
 
* 19 Kasım 2022: Dêrik’te gerçekleştirilen hava saldırısında ANHA muhabiri Îsam Ebdullah katledildi. 
 
* 23 Ağustos 2023: Qamişlo-Amude arasındaki yolda Jin Tv'nin aracı bombalandı. Saldırıda Jin Tv çalışanı Necmedîn Feysel El Hac Sînan yaşamını yitirirken, muhabir Delila Egîd de yaralandı. 
 
* 8 Temmuz 2024: Şengal’de haber takibi yapan Çira TV ve Çira FM çalışanlarını taşıyan araca yönelik hava saldırısı düzenledi. Bombardımanda yaralanan ÇİRA TV muhabiri Murat Mîrza 11 Temmuz 2024 yaşamını yitirdi. 
 
* 23 Ağustos 2024: Medya şirketi Chatr Production’a ait araç Silêmaniyê'nin Seyidsadık ilçesinde SİHA’larla bombaladı. Saldırıda gazeteci Gulîstan Tara ile Hêro Behaddîn yaşamını yitirdi, 6 gazeteci de yaralandı. 
 
* 19 Aralık 2024: Kuzey ve Doğu Suriye'deki gelişmeleri takip eden gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, Tişrîn Barajı ve Sirîn Beldesi arasındaki yolda SİHA saldırısında katledildi.   

Daha Fazla Makale …