Nimet Yıldırım*
Top Stories
Prof. Dr. Jost Gippert
4 Mayıs 1996, Mannheim Zaza Kitap Şenliği'ndeki konuşması
Çeviren: Hasan Dursun
Kendimi sizlere kısaca tanıtmak istiyorum: Adım Jost Gippert. Frankfurt Üniversitesi'nde Karşılaştırmalı Dilbilim (Vergleichende Sprachwissenaschaft) profesörüyüm ve yaklaşık bir yıldır Zazaca ile de uğraşmaktayım. Bu dile yönelmeme burada hazır bulunan bazı arkadaşlar neden oldu, bu vesile ile kendilerine yürekten teşekkür etmek istiyorum: Frankfurt ve çevresinde bu kadar enteresan bir dil olan Zazaca'yı konuşan epeyce bir kitlenin varolduğuna dikkatimi çektiler. Bunun üzerine kendileriyle birlikte yaklaşık bir yıldır bu dilin gramerini irdelemeye çalışıyoruz. Ne yazık ki henüz konuşmamı Zazaca yapabilecek düzeye gelemedim, bundan dolayı Almanca konuşmak zorundayım.
Sunumun konusu, İranoloji bakış açısıyla karşılaştırmalı olarak Zazaca'nın tarihsel gelişimi olacak. Zazaca'nın İran’i diller ile karşılaştırılarak irdelenmesi, onun İran’i bir dil olmasından dolayı mümkündür. Bunu açıklayabilmem için daha gerilere gitmem gerekecek.
Yazının devamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:
Yenigüney Gazetesi /21 Eylül 2023
Science News
‘’Kemalistler, ilk başlarda açıkça İtilaf devletlerinin saflarına geçmediler ama, dışarda sosyalist Sovyetler Birliği’ne ve içerde komünistlere, işçi sınıfına ve diğer emekçi halka karşı, onlarla el altından işbirliği yapmayı da ihmal etmediler. M. Kemal ve hükümeti, Sovyetler Birliği’ne karşı ikiyüzlü bir politika izlemişlerdir. Bir yandan, yardım koparmak için en aşırı iltifatları yağdırırken, öte yandan ABD, İngiltere, Fransa ile yapılacak gizli anlaşmalar için zemin aramaktadırlar. Çiçerin’e gönderilen yardım talebinden iki ay sonra, M. Suphi ve 14 yoldaşı hunharca öldürülmektedir. Ayrıca Anadolu’daki komünistlere karşı da bir sindirme kampanyasına girişilmektedir. Çünkü, Kemalist burjuvazi, 23 Şubat 1921’de toplanan Londra Konferansı’na komünistleri katlederek katılırsa, Avrupalı efendilerinin teveccühünü kazanacağını, Sevr Anlaşması’nın öldürücü hükümlerinden vazgeçilebileceğini hesaplamaktadır. Konferansta delegasyonun başı Bekir Sami, Türkiye’nin anti-Sovyet blokuna
katılacağını söyleyerek daha iyi anlaşma şartları aramaktadır. Yine Londra Konferansı’nın devam ettiği günlerde, 28 Şubat 1921’de Kemalist hükümet, Sovyetler’den Artvin ve Ardahan’ın terkini istemekte ve Batum’u işgal etmeye girişmektedir. Fakat Avrupalı efendilere yaranma çabaları boşa çıkıp efendiler Sevr Anlaşması üzerinde ısrar edince, Kemalistler için tekrar Sovyetler Birliği’ne yanaşmak mecburiyeti doğmuştur. Yunan orduları atıldıktan hemen sonra, Sovyet yardımına ihtiyaç kalmadığı için, Kemalistler yeniden komünizm yasağını uygulamaya girişmişlerdir. 14 Kasım 1922 tarihli İzvestia şöyle yazmaktadır:
‘Kemalist hükümet, komünistleri takip ettirerek, emperyalist devletlerin
teveccühünü kazanmak emelinde.’ ‘’
İbrahim Kaypakkaya (Şafak Revizyonizminin Kemalist Hareket, Kemalist iktidar Dönemi, İkinci Dünya Savaşı Yılları, Savaş Sonrası ve 27 Mayıs Hakkındaki Tezleri, Ocak 1972)
İşkencede katledilişinin 52. yıl dönümünde Türkiye komünist hareketinin önderlerinden İbrahim Kaypakkaya’yı saygı ile anıyoruz.
Dersimzaza.com